Türkiye'nin Suriye konusunda sürekli ABD ve NATO'yu kışkırttığını belirten Ortadoğu uzmanı araştırmacı-yazar Haluk Gerger, Patriotların getirilmesinin nedeninin de bu olduğunu söyledi.
ANKARA - Suriye'de yaşanan çatışmaların ardından Türkiye'nin NATO'dan talep ettiği Patriot füzeleri Almanya ve Hollanda tarafından karşılanacak. Almanya'dan gelecek 2 Patriot füze bataryası Maraş çevresine kurulacak. Hollanda'dan gelecek füzelerin konuşlanacağı yere ilişkin net bir bilgi ise yetkililer tarafından verilmiyor. ABD'de de bu iki ülkenin gönderdiği füzelerin kurulmasının ardından Türkiye'ye Patriot gönderecek. Patriotların Türkiye'ye gelmesini ve Suriye'de yaşanan son gelişmeleri DİHA'ya değerlendiren Ortadoğu uzmanı araştırmacı-yazar Haluk Gerger, ÖSO'nun Suriye'de demokratikleşmeyi sağlayamayacağını, Türkiye'nin ise Patriot füzeleri ile kışkırtma yaptığını söyledi.
'Arap isyanlarında dinamikler halkın mücadele ve direnişidir'
Gerger, Arap isyanlarının tarihsel kökenlerine bakıldığı zaman isyanların içerdeki dinamiklerden kaynaklandığının görüleceğine işaret ederek, "Hemen 1. Dünya Savaşı ile birlikte başlıyor. Bütün bu direnişler demokrasi, bağımsızlık ve ekonomik kazanımlar için halkın ayağa kalkması ile oldu. Bunlarda büyük bedeller ödendi hem de büyük yenilgiler oldu. Yani Araplar büyük travmalar yaşadılar. Bağımsızlık için Osmanlı zulmüne karşı ayaklandılar ama Osmanlı yenilmesine rağmen bağımsızlıklarını alamadılar ve Fransa ile İngiltere sömürgeciliğine düştüler. 2. Dünya Savaşı'nda bir tür bağımsızlık verildi ama sahte bir şeydi. Mısır'da İngiliz askerleri oldu üstüne üstlük İsrail kuruldu. Soğuk savaşta Türkiye'nin tetikçiliğinde ABD büyük saldırılar yaptı. Orda da Lübnan ve Ürdün işgal edildi. Ardından İsrail bir darbe vurdu ve travma yaşandı. Son 30-40 yılda yoksullu, horlanma ve aşağılanma yaşadılar. Bir kere daha bu zulümlere karşı ayaklandılar. Elbette farklı faktörlerde oldu. Ama aslı dinamikleri Arap halklarının mücadele ve direnişindedir" diye konuştu.
'Emperyalizm 3 aşamalı sistem uyguladı'
İsyanların ardından emperyalizm Tunus ve Mısır'da öne çıkan diktatörlükleri atmak ve rejimin ana güçleri ile işbirliği yapmayı tercih ettiğini vurgulayan Gerger, şu değerlendirmeyi yaptı: "Mesela Mursi geldi ama o da geldiği andan itibaren bir restorasyonun parçası olduğu için gericiliğe düştü. Baktığınız zaman Tahrir'de bugün yeni bir ileri hamle için isyan devam ediyor. İkinci aşamada emperyalistler Bahreyn ve Libya'da olduğu gibi dolaylı yoldan silahla dahil oldular. Bahreyn'de Suudi Arabistan ezdi ayaklanmayı, Libya'yı ise NATO bombaladı. Üçüncü aşamada ise Suriye'de olduğu gibi hoşnutsuzluğu kendi tekellerine alıp yeni işbirlikçi muhalifler yaratıp iç savaş kışkırttılar ve kendileri de parçası oldu." Örgütsüz, önderliksiz ve ideolojileri net olmayan sokak hareketlerinin büyük başarılar elde ettiğini söyleyen Gerger, bu güçlerin yenilgiye uğramasının ardından restorasyon güçlerinin öne çıktığına dikkat çekti.
'Suriye'de işbirlikçiler ile emperyalistlere alan açıldı'
Suriye'deki gelişmeleri değerlendiren Gerger, Suriye'nin emperyalist müdahalenin 3'üncü aşamasında olduğunu kaydetti. Gerger, "Suriye, Ortadoğu'ya askeri olarak yeniden girebilmek için kullanılan bir araca dönüştü. Ama biz çok iyi biliyoruz ki ABD, Türkiye, Katar gibi ülkelerin demokrasi ve insan hakları ile ilgileri yoktur. Zaten bunların kendileri despotik ülkelerdir. Suriye'de aslında isyanların özündeki devrimi çaldılar. Onun demokratik özünü kopartarak, işbirlikçilerin önü açıldı ve böylece emperyalistlerin alana girmesi sağlandı. Demokratik özünü nasıl boşalttılar. Suriye'de demokratik özün gereği en fazla desteklenmesi gereken Kürtleri dışladılar. İşte böyle demokratik özü çaldılar. Dolayısıyla demokratik meşruiyeti ortadan kalktı ve işbirlikçi güçler öne sürüldü" diye konuştu. Gerger, Suriye'nin isyan hareketinden ziyade emperyalist müdahalenin yarattığı kargaşayı yaşayan bir ülke olduğunu söyledi.
'Türkiye Rus ruleti oynuyor'
Türkiye'nin Kürtlere yönelik izlediği politikaların kan, savaş ve kaos getireceğine işaret eden Gerger, Türkiye'nin rus ruleti oynadığını söyledi. Türkiye'nin Ortadoğu ve Suriye politikasının iki özü olduğunu vurgulayan Gerger, şunları kaydetti: "Bunun bir tanesi Türkiye'nin çok boyutlu biçimde ABD'nin işbirlikçisi ve taşeronu olmasıdır. Yani Truva atı görevi görmesidir. ABD bir şey isterse Türkiye onu yapmak zorundadır. Zaten yapmayı da ister. Çünkü bölgenin emperyalist emellerinin taşıyıcısıdır. Ama Türkiye'nin Ortadoğu'ya ilişkin siyasetini sadece buna indirgeyemeyiz. İşte ikinci boyut ise Kürt faktörüdür."
'Sömürgeciler Kürtleri böldü ve statüsüz bir halk olarak bıraktı'
Ortadoğu'nun statüsünün sürekli değiştiğine işaret eden Gerger, sömürgeci statükonun kurulduğu zaman Arapları böldüğünü ve Ürdün gibi yoktan ülkeler yarattığını kaydetti. Gerger, "Diktatörlükler yarattı bu sömürgecilik. Kurulan devletler hep istikrarsız olacak şekilde yapıldı. O dönemde Türkiye Cumhuriyeti'nde kuruldu. Kürtlere ise bölünmek ve bölündüğü her yerde statüsüz bir halk olarak kalmak düştü. Ortadoğu statüsü aslında statüsüz Kürtlere dayanmaktadır. Bu elbette Türkiye'nin, Irak'ın İran'ın Suriye'nin hakim rejimlerinin de istediği bir şeydi" ifadesini kullandı.
'Türkiye stratejisini statüsüz Kürt üzerine kurmuştur'
Ortadoğu'daki statünün çatladığını belirten Gerger, Kürtlerde de kırılmaların yaşandığını kaydetti. Gerger, "İlk kırılma kimsenin ön görmediği şekilde Güney Kürdistan'da yaşandı ve orada bir yapı ortaya çıktı. Şimdi de bu kırılma Suriye'de yaşanıyor. Tabi bunun Türkiye'yi telaşlandırdığı açıktır. Çünkü Türkiye stratejisini statüsüz Kürt üzerine kurmuştur. Türkiye'nin egemenleri Kürdistan'ın tarihini iyi kavradığı için her parçada görülen sorunu kendi iç sorunu olarak görüp oraya hemen yöneliyor. Bunu Güney Kürdistan'da uygulayamadı çünkü ABD'nin kırmızı çizgileri engel oldu. Şimdi bu kırılma Suriye'de yaşanıyor ve Türkiye ya tampon bölge ile ya da doğrudan müdahale ile oraya girmeye çalışıyor" diye konuştu.
'Türkiye ABD'yi kışkırtmaya çalışıyor'
Türkiye'nin Suriye konusunda kışkırtmacı olduğunu ve NATO ile ABD'yi işin içine daha fazla çekmek için uğraştığını söyleyen Gerger, "Çünkü Türkiye Kürdü bastırma üzerine kurduğu siyasette şok ile karşılaştı. Suriye'de böyle bir Kürt oluşumunun ortaya çıkacağını beklemiyordu. Bundan dolayı orada El Kaideciler ile diğer çeteleri desteklemeye başladı. Bundan dolayı ABD ile de arası açıldı. Tabi ABD çeşitli zaaflarından ve askeri problemlerinden dolayı Ortadoğu'da yeni askeri maceraya atılmayı istemiyor. ABD ideolojisine bakmaksızın halktan da korkuyor. Libya'da temsilcileri öldürüldü. Gördünüz. Böyle olunca Türkiye, ABD'yi kışkırtmaya çalışıyor. Çünkü kendi başına askeri gücüyle bir şey yapamıyor. Aynı şekilde İsrail'de kışkırtıyor. Çünkü Suriye'nin İran için ayrı bir önemi var" dedi. Gerger, Suriye'de oyun içinde oyun olduğunu kaydetti.
'Patriotlar Türkiye'nin kışkırtması'
Patriotların, Türkiye'nin Suriye'yi kışkırtması ile ABD'yi bölgeye çekmesi için kışkırtma olduğunu vurgulayarak, "Ama bu Patriotlar sonunda gidecekler. Ancak, Türkiye açısından provokasyon süreci yaşanabilir. Türkiye'nin istediği çok açık. Ya işgal olsun ya da kışkırtmalar yükseltilsin tampon bölge oluşsundur. Tabi Suriye bu kışkırtmaya düşmemek için önemli davranıyor. ABD'de Suriye rejiminin düşmesi için uğraşıyor ama yeni aktörlerle eski statüyü kurmak istiyor. Onun için Kürtler gibi halklara değil de eski statüden yana olan güçlere dayanıyor. Türkiye'ye Kürt sorundan dolayı bu statüye yatıyor. Bir hafta önce Erdoğan, 'Esad'tan sonra Suriye ordusu dağıtılmamalı' dedi. Bu saray darbesidir işte. Bu dağılmasın ki Kürtleri bunlar ezsin diyorlar. Zaten muhaliflerin bir kısmı bu kafada çünkü onları Türkiye örgütlüyor. Şimdi ana stratejileri budur ancak orada bulunan halklar var ondan dolayı bu da kolay değildir. Buna Rusya'yı da dahil etmek istiyorlar. Onlara da, 'Saray darbesi olursa senin işbirlikçileri de iktidarda olur fazla kaybın olmaz' diyorlar" ifadesini kullandı.
'Türkiye panik içinde'
Suriye'de bulunan Kürtlere yönelik Türkiye'nin yaklaşımının birçok parçada etkili olacağını belirten Gerger, "Türkiye zaten sıkışmış. Yani statüsüz Kürt statüsünün yıkılması ile iki parçada bulunan Kürtler birleşecek. İran'da Kürdistan kavramı sosyal ve politik olarak Türkiye'deki gibi değil. Dolayısıyla geriye Türkiye kalacak ve Türkiye kendi içinde bulunan Kürtlerin statüsüz kalmasını sağlayamayacak. Bundan dolayı Türkiye panik içinde. Kürt direnişi karşısında güçleri de yetmiyor. Onun için çelişkiler yaşıyor. Tampon bölge de büyük hassasiyetlerin yaşanacağını düşündüğü için şimdi Güney Kürdistan üzerinde oynuyorlar. Eskiden orada ot yetişmesini bile istemezlerdi. Şimdi Suriye için Barzani yönetimi üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyorlar. Merkezi hükümet ile Barzani arasındaki sorunda Barzani'yi bundan tutuyorlar. Barzani yönetimi böylesi stratejik ve ulusal bir konuda işbirlikçi ve satma siyasetini uygulamaya koymayacağını umarım. Türkiye zorluyor ama Güney Kürdistan'da muazzam bir direniş tarihi var bundan dolayı buna gelmeyecektir" dedi.
'ÖSO paralı askerler güruhuna dönüştü'
Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) paralı askerler güruhuna dönüştüğünü belirten Gerger şunlara işaret etti: "Halkın meşru taleplerini böyle değerlendirmek istemiyorum ama bunu emperyalistler yaptı. Özüne girip içini boşalttı. Maceracıları, işbirlikçileri, fanatikleri, demokratik olmayan unsurları öne çıkararak isyanların içini boşaltmak ve gelişmeleri bu silahlı paralı askerler ile kendi denetimlerine almaya çalışıyorlar. Buradan Suriye halkına demokratik bir yönetim çıkmaz. Bakın bundan ABD bile rahatsız oldu yeni muhalefet yaratmaya çalışıyor ama Türkiye halen aynı kafadadır."
ALPER ATALAY / DİHA