SON DAKİKA

Yüksekdağ: Saldırıları Saray'a bağlı gladyo örgütlüyor

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Dağlıca'da yaşamını yitiren askerlerin cenazelerinin Kürt halkı tarafından sahip çıkıldığı ancak yine batıda Kürt halkının saldırılara uğradığını belirtti. 08 Eylül, 2015 07:01 Güncelleme: 08 Eylül, 2015 07:01 Yüksekdağ: Saldırıları Saray'a bağlı gladyo örgütlüyor

Halkların Demokratik Partisi (HDP) MYK üyeleri Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ başkanlığında Ankara'da toplandı. Yüksekdağ, toplantı öncesinde güncel gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Yüksekdağ, dün gece 128 farklı merkezde HDP'ye dönük saldırı gerçekleştirildiğini belirterek, son günlerde yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı diledi.

Türkiye'nin dün gece oldukça kötü bir gece yaşadığını ifade eden Yüksekdağ, "İktidarını kaybetmiş bir siyasi yapının bütün Türkiye toplumuna yönelik intikam alma operasyonuyla karşı karşıyayız. Bunun açıkça görülmesi gerekiyor. Dünden itibaren partimize dönük gerçekleştirilen saldırılarda bu gerçeğin üstünü örtmeye dönük saldırılardır. Hedef saptırmaya dönük saldırılardır" ifadelerini kullandı.

'Saray'ın tahakkümü için başlatılan saldırılarla karşı karşıyayız'

Yüksekdağ, her şeyden önce Türkiye'nin nereden nereye geldiği sorusunun sorulması gerektiğini belirterek, "7 Haziran seçimleri öncesinde bütün Türkiye'de çok büyük umut vardı. Bu birlikte yaşama ve barış umuduydu. Ancak 7 Haziran seçimlerinden sonra seçim sonuçlarını tahammül göstermeyen Saray ve onun güdümündeki AKP iktidarı, bütün bir toplumu ciddi bir biçimde kutuplaştırmaya başladı. Esas olarak Saray'ın iktidarını tahakküm etmeye dönük siyasi bir saldırı operasyonuyla karşı karşıyayız" diye konuştu.

'Saldırılar basit bir gerilim tablosu değil'

Sözlerine "Dün yaşanan gelişmeler gerçekten tarihsel bir ibret tablosuydu" diyerek devam eden Yüksekdağ, "Askerlerin yaşamını yitirmesinden önce çatışmanın yaşandığı yere giden yaralı ve yaşamını yitirmiş askerlerin cenazelerine sahip çıkan ve sırtında taşıyarak bölgeden çıkaran Kürt halkıydı. Ancak Batı'da saldırıya uğrayan, hedef tahtasına konulan ve linç edilen yine Kürt halkı oldu. Dün yaşanan tabloyu basit bir gelirim olarak tarif etmek kesinlikle doğru değildir. Dün parti binalarımıza eş zamanlı olarak 128 yerde planlı ve kapsamlı saldırılar gerçekleştirildi. Sadece parti binalarımıza değil sokakta telefonla Kürtçe konuşan yurttaşlara da saldırılar gerçekleştirildi" dedi.

Dün gece yaşanılanlar bir iç savaş provasıydı

Yüksekdağ, HDP binalarına dönük gerçekleşen saldırıların tümünün polis gözetiminde gerçekleşen saldırılar olduğunu da vurguladı. Yüksek, bu duruma dair şunları söyledi:

"Dün geliştirilen saldırıların kabul edilir hiçbir tarafı yoktur. Biz bunun siyasi bir saldırı konseptinin parçası olduğunu, yönlendirilmiş kesimler tarafından gerçekleştirildiğini çok iyi biliyoruz. Saray ve Cumhurbaşkanı, 'Eğer 400 milletvekili verseydiniz bunlar yaşanmazdı' dedikten sonra böyle bir saldırı süreci içerinde bulduk kendimizi. Dün aynı zamanda iktidarını yitiren ve yeniden kazanmak isteyen 1 Kasım seçimleri de bunun için tasarlayan siyasi yapının çok tehlikeli bir iç savaş provasına tanık olduk. Türkiye toplumunda bir Kürt-Türk çatışmasına yol açabilecek gerilim ve saldırı siyasetini aylardan bu yana bütün uyarılarımıza rağmen, bütün barış çağrılarımıza rağmen sürdürüyorlar. Bu saldırıların her birisi planlı bir şekilde saraya bağlı gladyo yapısı tarafından AKP'nin güdümündeki gladyo yapısı tarafından örgütlenmiştir ve planlanmıştır. Saldırıların gerçekleştirildiği her yerde polisler ve gruplar organize hareket etmiştir. Bütün bu zamana kadar gördüğümüz ve bizlere gelen bilgilerden sağlamasını yaptığımız ortaya çıkan sonuç budur. Bu saldırıları yapanlar, düzenleyenler, 16 askerin cenazesine zerrece saygısı olmayanlardır. 16 askerin cenazesine saygısı olanlar, bedenini canlı kalkan yaparak Yüksekova halkından bahsediyorum; gidip o askerlerin cenazesini sırtında taşıyanlardır. Ama HDP binasına saldırı düzenleyenler, sokakta Kürt halkına saldırı düzenleyenler bir iç savaş provası yapanlar, asker cenazesine zerrece saygı duymuyorlar. Bu devletin başı, bazı asker aileleri 'karaktersiz' diyecek kadar asker cenazelerine saygı duymuyor. Bütün bir Türkiye toplumunun evlatlarını Saray'ın çıkarlarına gözlerini kırpmadan heba edeceklerini defalarca dile getirdiler. Bugünde karşımıza çıkmış bu linç ortamında çözümden yana olduklarının, Kürt-Türk çatışmasına karşı olduklarını iddia edebiliyorlar. Bunların her birisi boş iddialardır. Bizler nezdinden zerrece inandırıcılığı yoktur."

İki ayda yüz sivil, polis-askerlerce katledildi

Cizre'de günlerdir devam eden saldırılara da değinen Yüksekdağ, Cizre'de halen halkın cenazelerini kaldıramadığını söyledi.

Cizre'de dört günlük süre içerisinde yaşamını yitirenlerden 5'inin çocuk olduğunu hatırlatan Yüksekdağ, iki aylık süre içerisinde yüze yakın sivilin güvenlik güçlerinin kurşunlarıyla yaşamını yitirdiğine dikkat çekti.

Tüm bunların 1 Kasım'da iktidarının güvenceye almak isteyen siyasetin egemenlik hırsı nedeniyle yaşandığına vurgu yapan Yüksekdağ, "Çözümü buzdolabına kaldıranlar, Cizre'de iki gündür 10 yaşındaki evladının cenazesi çürümesin diye bedenini buzla ovan anneye nasıl hesap verecekler?" diye sordu.

Yüksekdağ, son günlerde yaşanan saldırı ve ölümlerin sorumlusu olarak ta "çözümü buzdolabına kaldırdık" diyenler olduğuna işaret etti.

Yaşananların sorumlusunun Saray'ın iktidarını korumaya çalışanlar olduğuna dikkat çeken Yüksekdağ, "Bizler bu koşullar içerisinde de şunu yeniden ifade ediyoruz. Önümüzde yeniden bir seçim süreci var. Demokrasiye inancımızı öne çıkarmak ve buna dayanmak istiyoruz. Ama bugünkü koşullarda ne yazık ki seçimlerin güvenli bir ortamda yapılmaması için Saray elinden gelen herşeyi yapıyor. Bugün fiili darbe dinamikleri tamamı devrede. Savaş ve çatışma dinamikleri tamamen devrede. İnsanların demokratik tercihlerinin yansıması gereken sandıklar tehlikede. 1 Kasım seçimleri için bu kadar ısrarcı olan cebren seçimlere sürükleyen bir siyasi iktidar şu an ne yüzle neye dayanarak halkına çıkıp '1Kasım'da gidin huzurlu bir şekilde sandıklarınızda oyunuzu kullanın' diyecek. Böyle bir yüzleri ve meşrutiyetleri yok. O nedenle 1 Kasım seçimlerine de Saray'ın gayrimeşru siyasetinin gölgesi düşmüştür. Bizler dün olduğu gibi bugünde seçimlere de direnişe de hazırız. Her yerde partimize geliştirilen saldırılar ve bu vahşet karşısında insan olmanın gerektirdiği biçimde demokrasinin gerektirdiği biçimde bizler direneceğiz ve direniş çizgisini bu zalim zorba iktidarı ait olduğu yere gönderene kadar sürdüreceğiz Biz direnişi de hazırız, seçimlere de hazırız. Ama bu siyasi iktidar ve Saray halkının seçimine hazır değil. Bu siyasi iktidar halkının yaşam hakkına saygılı değil ve yok etme üzerine kurulmuş bir siyasi mekanizmayı karşımıza çıkarmış durumda" ifadelerini kullandı.

Yüksekdağ'ın açıklamalarının ardından MYK toplantısına geçildi.

yuk1-001.jpg

 

Yorum Ekle