SON DAKİKA

Yaylada Ramazan bir başka güzel

Ağrı'nın Altıntepe mezrası yaylasında Ramazan ayı serin ve doğayla iç içe geçiyor. 28 Haziran, 2016 04:35 Güncelleme: 28 Haziran, 2016 04:35 Yaylada Ramazan bir başka güzel

Ağrı'nın Altıntepe mezrası yaylasında Ramazan ayı serin ve doğayla iç içe geçiyor. Yayladaki vatandaşlar, “Yaylada Ramazan bir başka güzel geçiyor. Hem suyu serin hem de yemekler tandırda piştiği için başka bir tat veriyor.” diyor.


Hayvancılıkla uğraşan çiftçiler yaklaşık 40 gündür yaylalarda vakit geçiriyor. Yaylada oldukları zamanların Ramazan ayına denk gelmesinin kendilerini ayrı bir mutlu ettiğini ifade eden vatandaşlar, iftar vaktini sabırsızlıkla beklediklerini anlatıyor.


Ağrı'nın Taşlıçay ilçesine bağlı Kumluca köyü Altıntepe mezrası yaylasında çiftçilik yapan vatandaşlara Cihan Haber Ajansı olarak misafir olduk. Yayladaki çiftçilerin iftar vaktine yetişmek için tatlı ve hummalı uğraşlarını adım adım görüntüledik.


Sabah 04.00 civarı başlıyor yaylacıların çalışmaları. Hayvanlarını otlatmaya gönderen erkekler daha sonra tarlalara dönerek ekinleri ile uğraş vermeye başlıyor, kurmuş oldukları çadırların etrafında bir takım tadilatlar, düzeltmelerle vakitlerini geçiriyorlar.

Çocuklar için ise hiçbir endişe ve telaş yok. Göz alabildiğine geniş yaylada doyasıya gezip eğlenip ve bolca oyun oynuyor.


İFTAR İÇİN 'MANTEZ'DE PİŞİYOR YEMEKLER
Kadınlar ise uyandıkları gibi barındıkları çadırlarını temizliyor, yatakları toplayıp çadırlarına çeki düzen verdikten sonra komşular olarak bir araya gelip muhabbet ediyor. Saat 16.00'ı gösterdiğinde ise artık hummalı iftar sofrası hazırlıklarına başlanıyor. Hemen sebzeler yıkanıp bakliyatlar hazırlanıyor. O Gün pişirilecek yemek belirleniyor. Yer tandırlarının içinde ve boş tenekeye döktükleri betonla yörede adına 'mantez' dedikleri ocakların üzerinde pişiriyorlar yemeklerini. Mantez ile ayrı bir lezzet geliyor yemeklere.

Kadınlar, iftar hazırlığı maratonu bittikten sonra otlamadan gelen hayvanlarından bu defa teker teker süt sağmaya başlıyor. En sonunda elektriğin olmadığı yaylada kocalarının tuttukları el fenerleri ve ışıldakların ışığında sofralar konuyor, birbirinden lezzetli yemekler sofraya yerleştiriliyor, ezanın okunmasını bekleniyor.


EZANI KENDİLERİ OKUYOR
Yaylada yakınlarda cami bulunmadığı için içlerinden birinin ezanı okumasının ardından oruçlarını açmanın mutluluğunu yaşar, sofra duasından sonra yayla halkı. Yemek yenilir ardından birlikte kılınan namaz ve kurulan çay sohbet halkası gün taçlanır.

"Yaylada iftar açmak bir başka güzel." diyor Ahmet Kaya. Yemeklerin ateşte pişmesinin en güzel şey olduğunu belirten Kaya, yayladaki suyun serinliğini de tatlı hükmünde görüyor.


YAYLADA RAMAZAN BİR BAŞKA GÜZEL
Ahmet Kaya duygularını şöyle paylaşıyor: "Yaylada iftar başka güzel geçiyor. Yaklaşık 40 gündür yaylaya çıkmışız. Oruç ise çok güzel geçiyor. Hem suyu serin hem de yemekleri ateşte piştiği için başka bir tat veriyor. Yaylada ve bu zamanda Ramazan ayımızı geçirdiğimizden dolayı kendimizi şanlı hissediyoruz. Çünkü geçen yıl ve ondan önceki yıllar oruç hasat zamanına denk geldiği için çok zorlanıyorduk. Hem çalışmak ve hem de orucumuzu tutmak zorunda olduğumuzdan tarlada çalıştığımızda boğazımıza toz kaçıyor, yoruluyor, sıkıntı yaşıyorduk. Ama şimdi oruç zamanı bu serin ve yayla zamanına denk geldiği için hem şanlıyız ve hem de orucumuzu güzel tutuyoruz."


İftara son bir saatin kalmasının kendisini mutlu ettiğini anlatan Hasan Kaya şunları söylüyor: "Havalar hala serin. Sabah erken kalkıp ekinlerimle uğraşıyorum. Saat 16.30-17.00 gibi çadıra dönüyorum. Burada sağda solda yapacak işler varsa onları yerine getiriyorum. İftara son bir saat kaldığında ise mutlu oluyor ezanın okunmasını bekliyoruz. Bu an çok iyidir. İftarda iseAllah ne vermiş ise pilav, et vs. onu yiyoruz. "

Yeri geldiğinde zamanla yarıştıklarını belirten Hasan Kaya'nın eşi Birsen Kaya, gün içindeki koşuşturmasını şu cümlelerle ifade ediyor: "Hayvanlarımız için yaylaya geldik. Saat 04.00'da kalkıyorum ineklerimi sağıyorum. Daha sonra gidip çocuklarımı uyandırıyorum, hayvanları alıp otlamaya götürüyorlar. Daha sonra gelip çadırımı temizliğini yapıyor, bulaşık ve çamaşırları hemen yıkamaya başlıyorum. Saat 16.00 olunca yaktığım tandırımın üzerinde Alel acele yemeğimi yapıyorum. Acele ediyorum çünkü yemeğin yapımının hemen ardından ineklerim otlamadan geliyor. Bu sefer onları sağıyorum. Soframı kurup iftarımızı açmamızın ardından yaptığım çayı içiyoruz. Vaktimiz böyle geçiyor."


Mustafa Kaya adlı vatandaş ise "10-15 Mayıs tarihlerinden bu yana yaylaya çıkmışız. Ortalama 3-3,5 Ay burada kalacağız. Durumumuz iyi halimize şükrediyoruz. Zamanımız burada güzel geçiyor. Allah'tan halimizin daha iyi olması için dua ediyoruz." diye konuşuyor.

 

 

Yorum Ekle