Tansu Çiler döneminde haklarındaki dokunulmazlıklar kaldırılarak meclisten atılan DEP'li vekillerden Ağrı Belediyesi Eşbaşkanı Sırrı Sakık, dokunulmazlık tartışmaları üzerine, "O gün onlara gidiyoruz ama geri döneceğiz' dedik. Biz geri döndük, ancak onlar tarihin çöp sepetine gittiler" dedi. Sakık, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin "Taş üstünde taş baş üstünde baş kalmasın" şeklindeki katliam çağrısına rağmen dokunulmazlığının tartışılmamasına da tepki gösterdi. AKP, Kürtleri verdiği oyu anlamsızlaştırarak onların temsilcilerini siyaset dışına itmeyi; bu amaçla mecliste HDP'li vekilleri meclisten atmayı, yerel belediyelere de kayyum atamayı amaçlıyor. AKP dokunulmazlıkları bir şantaj aracına dönüştürürken, daha önce benzer uygulamalara maruz kalan Kürt siyasetçiler AKP'yi "Çiller-Güreş siyasetine dönmek ve onu da aratır bir faşizmi hayata geçirmekle" eleştirdi. 23 yıl önceki yöntemler tekrarlanıyor 2 Mart 1994 tarihinde DEP milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılarak meclisten atılan DEP eski Milletvekili ve Ağrı Belediyesi Eşbaşkanı Sırrı Sakık, aradan geçen 22 yıla rağmen ülkeyi yönetenlerin yol ve yöntem konusunda değişmediğini belirterek, "Hala demokratik siyaseti susturarak sorunları çözmek istiyorlar. Hala 23 yıl önceki yol ve yöntemleri tekrarlıyorlar" dedi. 'Barış ikliminden tehdit iklimine tanıklık ediyoruz' Cumhuriyetin kuruluşundan bu güne kadar Kürtlerin hak, hukuk ve demokrasi arayışı içinde olduğunu ifade eden Sakık, "Demokrasiden, kardeşlikten ve çözüm sürecinden bahsediliyor.
Abdullah Öcalan 99 yılında iki gerilla grubunu çağırdı. Avrupa'da siyaseten çözüm olsun diye bir kafile çağırdı. AKP iktidarı döneminde de birkaç süreç yaşandı. Dolmabahçe mutabakatında bir masanın etrafında ortak hukuk oluşturulmak istendi. Herkesi umutlandıran bir süreçti. Ancak 90'ların kanlı şiddet iklimini durduracak barış ikliminden; dokunulmazlık iklimine, tehdit iklimine yeniden tanıklık ediyoruz. Yani yöneticiler, aktörler değişiyor ancak anlayış değişmiyor.
Uzun tutukluluk ve siyaset yasağı Kürt sorununu çözmüş olsaydı, bu gün bunları konuşmuyor olacaktık. Demek ki bu anlayış sorunları çözmüyor" değerlendirmesi yaptı. 'Biz gidiyoruz ama er geç dönüp geleceğiz' 1994 yılında dokunulmazlıkları kaldırıldığında o dönemki Meclis'te, "Biz gidiyoruz ama er geç dönüp geleceğiz" dediklerini anlatan Sakık, "Biz olgunlaşmış bir fikrin savunucularıydık.
Dokunulmazlıklarımızın kaldırılma talimatını Güreş ve Çiller verdi. Parlamento da bu talimat doğrultusunda karar verdi. Biz döndük, ancak o kararı verenlerin hiçbiri yoktu. 2012'deki dokunulmazlık tartışmaları gündemdeyken bunu o zaman hatırlattık. O gün bizim dokunulmazlıklarımızı kaldıranların hiç biri parlamento da yoktu. Hepsi tarihin çöp sepetine gitmişti. Biz oradaydık" dedi. 'Bahçeli katliam çağrısı yapıyor' Kürt sorununun çözümünün siyaseti daraltmaktan değil diyalogdan geçtiğine dikkat çeken Sakık, "Ancak Kürt siyasetçileri siyasetin dışına itilmek isteniyor" dedi ve bu yanlıştan vazgeçilmesi çağrısında bulundu. MHP Genel Başkan Bahçeli'nin "Taş üstünde taş, baş üstünde baş kalmasın" şeklindeki katliam çağrılarına rağmen dokunulmazlığının tartışılmadığını belirterek, burada tartışma konusu olanın Kürt vekillerin dokunulmazlıkları olduğunu söyledi.
Sakık, MHP Lideri'nin faşizan söylemlerine yönelik, "Bu jenosit anlayışıdır. Bu bir katliam çağrısıdır. Buna isim bulmakta bile zorlanıyorum. Böylesi bir anlayış Kürt milletvekillerinin parlamento da kalmasına müsaade eder mi? Ancak her şeye rağmen Türkiye'de vicdan sahibi insanların olduğunu bu tekçi anlayışa barikat kuracağına inanıyorum. Çünkü herkesin ruhu ölmedi. Haktan ve adaletten yana olan ruhun bu topraklarda daha güçlü olduğuna inanıyorum" tepkisinde bulundu. 'Çiller ve Güreş ruhu Kürt sorununu daha fazla kangrenleştirir' Öcalan'ın 2013 Newroz'unda sunduğu çözüm önerisinin ruhuna uygun bir şekilde siyasetin dizayn edilmesi gerektiğine işaret eden Sakık, "1990'ların Çiller ve Güreş'in ruhunu hayata geçirmek Kürt sorununu daha fazla kangren haline getirecek.
Bu ruhun sonucunda Anadolu ve Kürt coğrafyasının her köşesine cenazeler gidiyor. Daha sonra cenazelerde 'Şehitler ölmez vatan bölünmez' sloganları atılıyor. Vatanın bölündüğü falan yok, ancak iki taraftan da insanlar ölüyor. Gidin ölenlerin anne ve babalarına sorun bakalım çocukları ölmüyor mu? İnsanlar ölüyor" şeklinde konuştu. 'Öcalan'ın önerileri anayasal güvenceye alınırsa sorun çözülür' Öcalan'ın "Silahlar artık miadını doldurdu" sözünün yasal ve anayasal güvenceye alınmasıyla sorunun çözüleceğini belirten Sakık, ayrıca bu konuda AKP'de ve Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yaşanan görüş farklılıklarına dikkat çekti. Ya yeni bir yol bulacağız, ya yeni bir yol yapacağız Türkiye'nin kendi coğrafyasında barışını sağlaması gerektiğini belirten Sakık, "Türkiye birinci derece komşusu olan Kürtlerle kardeşlik ve barış hukuku oluşturmalıdır.
Türkiye'nin tek çıkış yolu budur. Türkiye o cihatçı kesimlerle kendisine hayat bulamaz. Diğer yollar sürekli denendi. Acı dolu bir süreç yaşandı. Hepimiz çok ağır bedeller ödedik. Bu ülkede kimse bu acıları hak etmedi. Ya yeni bir yol bulacağız ya da yeni bir yol yapacağız" ifadelerini kullandı.