SON DAKİKA

'Gerekirse ilişkilerimizi keseriz'

15 Temmuz, 2012 08:43 Güncelleme: 15 Temmuz, 2012 08:43 'Gerekirse ilişkilerimizi keseriz'

 

DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, "Biz halkımızı savunmasını biliriz. Bu zalimliğe, bu kıyıcı yaklaşıma, bu hukuksuzluğa karşı isyan etmek, direnmek meşrudur. Tüm Kürdistan halkı buna isyan etmelidir. Gerekirse bu devletle bütün ilişkilerimizi keseriz" dedi.
DİYARBAKIR - Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ile BDP tarafından yapılmak istenen ancak Diyarbakır Valiliği tarafından yasaklanması ile savaş alanına dönen Diyarbakır'da polisin başta DTK ve BDP'li seçilmişler ile halka karşı orantısız güç kullanmasına yönelik tepkiler çığ gibi büyüyor.

Söz konusu olaylar, Kürt siyasetini süreç karşısında farklı arayışlara götürürken, DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, yaşanan olayları ve olaylarda açığa çıkan sonuçları değerlendirdi. Halkın büyük bir direniş sergilediğini belirten Tuğluk, Diyarbakır'da OHAL ilan edildiğini söyledi. "Devlet Amed halkına karşı savaş pozisyonuna geçti" diyen Tuğluk, "Vahşet yaşatıldı. Diyarbakır'ın her sokağına polis güçlerini yığdılar. Silahları ve bombalarıyla halkın üzerine saldırı gerçekleştirildi. Bütün bunlar neden yapıldı? Bir halk Kürt sorununa demokratik çözüm ve Sayın Öcalan'a özgürlük mitingini yapmak için yapıldı" dedi.

'Söz konusu Kürtler olunca hukuk askıya alındı'

Demokratik bir ülkede, demokratik bir hak olan miting hakkının kullanılmak istendiği için sert müdahalenin yapıldığını dile getiren Tuğluk, "Demokrasiden insan haklarından söz etmek mümkün değildir. Demokrasi, insan hakları askıya alındı. Söz konusu Kürtler olunca hukuk askıya alındı. Bir faşizm uygulandı. AKP faşizmi ile karşılaştık. Erdoğan bize demokrasi ve insan haklarından söz etmesin. Biz onun demokrasisinin ne olduğunu bir kez daha öğrendik. Newroz'da da bunu yapmak istediler ama bunu halkın direnişi ile aştık. Halk bugün de direndi. Bu kadar polis gücüne karşı halkımız büyük bir direniş gösterdi" şeklinde konuştu.

'Biz halkımızı savunmasını biliriz'

"Erdoğan şunu çok iyi bilsin ki bu halk onların karşısında diz çökmeyecek" diyen Tuğluk, "Onurumuzu tercih edeceğiz. Biz özgür geleceğimiz için bedel ödenmesi gerekiyorsa onu yapacağız. Biz bugünlere hep bedel ödeye ödeye geldik. Acı çektik, canımızı verdik. Bu topraklarda binlerce devrimcinin kanı vardır. Onlar (AKP) bu topraklarda söz sahibi değildirler, söz sahibi Kürdistan halkıdır. Bundan sonra tıpkı 14 Temmuz şehitlerimizin yeniden yaşamı yaratmak adına bedenlerini nasıl ortaya koydularsa bundan sonra da bunu yapacağız. Halkımızı yalnız bırakmayacağız. Zannetmesinler ki bu halk yalnızdır. Biz halkımızı savunmasını biliriz. Bu zulmü kabul etmeyiz" dedi.

'İsyan etmek, direnmek meşrudur'

"Buna karşı tüm Kürdistan halkına sesleniyoruz. Bu zalimliğe, bu kıyıcı yaklaşıma, bu hukuksuzluğa karşı isyan etmek, direnmek meşrudur. Tüm Kürdistan halkı buna isyan etmelidir. Hangi birini unutalım? Roboski'yi mi? Kürt çocuklarına yapılan tecavüzü mü? 17 bin faili meçhulü mü unutalım? Hangisini unutalım? Erdoğan şunu iyi bilsin ki bu yolun sonu özgürlüktür. En çok da o kutsadığı iktidarlarını bu halk onlara kaybettirecektir. Kürdistan'da iktidarlarını kaybedeceklerdir. Bu temelde demokratik mücadelemizi devam ettireceğiz. İlelebet bunlara yalvaracak, yakaracak değiliz. Bu böyle sürmez. Bu halkın da bizim de bir tahammülümüz var. Barış kardeşlik diyoruz ama böyle kardeşlik olacaksa olmasın diyoruz. Gerekirse bu devletle bütün ilişkilerimizi keseriz. Bizim halklarla bir sorunumuz yoktur. Bu sistem ve anlayışla yaşamak zorunda değiliz. Artık yeter" şekline konuştu. DİHA

 

 

Yorum Ekle