SON DAKİKA

Erdoğan: Meclis'e 550 milli ve yerli milletvekili gönderin

"Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses" mitinginde konuşan Başbakan Davutoğlu, HDP'yi hedef göstererek, "Bunları baraj altında bırakacaksınız" derken Cumhurbaşkanı Erdoğan ise "Meclis'e 550 milli ve yerli milletvekili gönderin" dedi. 21 Eylül, 2015 02:33 Güncelleme: 21 Eylül, 2015 02:33 Erdoğan: Meclis'e 550 milli ve yerli milletvekili gönderin

İstanbul'da Yenikapı'da günler öncesinden duyurusu yapılan “Milyonlarca Nefes teröre karşı tek ses” mitingi düzenlendi. Mitinge katılım oldukça yoğundu. 16.00'da başlayan mitingde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis Başkanı İsmet Yılmaz ve Başbakan Ahmet Davutoğlu birer konuşma yaptı.

Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Ben burada suya Kürtçe seslenen Fekiye Teyran'ın, çiçeğe Türkçe şiirle seslenen Yunus Emre'nin nefesini duyuyorum. Ben burada Silvan'da 30 Ağustos günü annesi ekmek al diye gönderdiği Fırat çocuğumuzun, yolda o hainlerce Silvan barajına gidecek araçlar için döşenen patlamalarla yok edilen, vücudu paramparça edilen Fırat'ın 12 yaşındaki o kardeşimizin nefesini hissediyorum.

Bu milleti bölmek isteyen, eti kemikten ayırmak isteyen herkes kahrolsun, kahrolacak inşallah. Ve söz veriyoruz size onların hak ettiği cezayı vermek için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz.

İşte biz 13 yıldır sayın cumhurbaşkanımızın öncülüğüyle başlayan AK Parti iktidarları döneminde tek bir şey hedefledik. Yürekleri, gönülleri, nefesleri birleştirmek. Neler yaptık? 2002'de AK Parti iktidara geldiğinde OHAL vardı kaldırdık. O yıllarda Kürtçe şarkı türkü dahi yasaktı, yasakları kaldırdık. Yaylalar, mezralar Anadolu insanına kapatılmıştı. Hepsini açtık. Yaylalarda halaylar türküler söylenmeye başlandı. Kürtçe yayın yapan TRT Şeş'i kurduk. Çünkü bizim inancımızla ırkçılığın her türlü ayaklarımızın altındadır. Hiçbir ırkçılığa hiçbir ayrımcılığa izin vermedik.

Diyarbakır'da 2005'te tarihi bir konuşma yaptı. Ret politikalarını, asimilasyon politikalarını yere çalan bir meydan okuma konuşmasıydı o. Biz ne söz verdiysek hepsini yaptık. Yasakların hepsini kaldırdık. Kardeşliği ihdas edecek şekilde her türlü adımı attık ve sonra milli birlik kardeşlik projesi, çözüm süreciyle tek bir şeyi hedefledik. Türkü Kürdü Rumelilisi Mezopotamyalısı Kafkası herkes eşittir.”

Çözüm süreci

“Gelin bu silahları terk edin dedik, 2013. Artık silahları gömün dedik. 27 Aralık'taki konuşmayla bunu ilan etti cumhurbaşkanımız. Ama Nevruz mesajına rağmen silahlı gruplar Türkiye'yi terk etmedi. Dış odaklar, kardeşi kardeşe kırdırmak isteyen odaklar Gezi provokasyonlarını başlattı. Çekilmeye başlayan gruplar, bunu bıraktılar. Daha sonra 17-25 Aralık kumpası kuruldu. Hedef açıktı. Milletin birliğini beraberliğini yok etmek. Buna rağmen biz çözüm süreci için gerekli yasal düzenlemeleri yaptık.”

'Demokrasi ve huzur operasyonu başlattık'

“Daha 9 Temmuz'da görev bize verildikten hemen sonra ayaklanma çağrısı yaptılar. Eş başkanlar, gerekirse sırtımızı terör örgütüne dayıyoruz dediler. Bunu diyene sesleniyorum, onlar terör örgütüne dayanabilirler, ama biz İstanbul'a milletimize sırtımızı vermişiz. Sonra 20 Temmuz'da DEAŞ terör örgütü bir başka piyon, 32 vatandaşımızı katletti. Aynı gün PKK Adıyaman'da askerimizi şehit etti. DHKP-C denen terör örgütü İstanbul sokaklarında şov yapmaya kalktı. 22 temmuz günü Ceylanpınar'da iki aziz polisimiz uyurken şehit edildiğinde, işte kararımızı verdik. Madem ki bize savaş ilan edilmiştir, hak ettikleri cevabı alacaklar dedik ve 23 Temmuz günü huzur ve demokrasi operasyonunu başlattık.

Şimdi bizi suçlayanlar, 22 Temmuz'un sabahında o iki masum polisimiz uyurken şehit eden hainlere cevap vereceğimizi bir kez daha bilsinler. Zannettiler ki Türkiye'de geçici bir hükümet var, yönetim boşluğu var, şimdi darbe vakti dediler harekete geçtiler.”

'AK Parti'yi tek başına iktidara getireceksiniz'

“O zaman 1 Kasım'da çok çalışacaksınız, bunları baraj altına bırakacaksınız. Ve Melis'te yeniden birliğin sembolü olan AK Parti'yi tek başına iktidara getireceksiniz.

Dağlarımız bu çetelerden temizlenene kadar, şehirlerimizin etrafı vatandaşlarımızdan haraç alan zalimlerden teröristlerden temizleninceye kadar bu mücadele gece ve gündüz aralıksız devam edecek. 1 Kasım'a giderken seçim güvenliğini de alacağız, huzur operasyonuna devam edeceğiz.

Şimdi biz seçim güvenliğini de sağlayarak inşallah 1 Kasım'a kadar demokrasiyi yeniden sürekli ve kalıcı kılacağız inşallah.”

Mesaj

Size üç mesaj vermek istiyorum.

Bir, kim ne yaparsa yapsın ne olur kardeşliğimizi pekiştirelim. Allah aşkına kimse bir diğer kardeşine sen Türk müsün, Kürt müsün, kuzeyli misin diye sormasın.

İkinci mesajımız, Türkiye Cumhuriyeti Devleti her bir vatandaşına eşit bakar ve onları korumak için ne gerekiyorsa elinden geleni yapar ve buna muktedirdir.

Üçüncü mesajımız, demokrasiyi özgürlüğü mutlak yaşatacağız. Herkes tercihini yapacak. Kimse Doğu'da Güneydoğu'da olduğu gibi baskıyla seçime gitmeyecek. Her kardeşimizin oy vermek için sandıklara gidip milli iradeyi tecelli edecek şekilde hakim kılmasını istiyoruz.

Ardından Meclis Başkanı Yılmaz konuştu

Meclis Başkanı İsmet Yılmaz'ın konuşmalarından öne çıkanlar ise şöyle:

En son ocak sönmeden, en son nefer şehit olmadan, bu bayrakrak inmez, bu vatan bölünmez.

Bu vatanın sahibi, bir gül bahçesine girercesine bu vatan için şehit olanlardır. Bu vatan bize onlardan emanettir. Emanete sahip çıkacağız. Emanete sahip çıkmak, şehitlerimizin uğruna can verdiği değerleri korumakla ve yüceltmekle olur. Bu değerleri korudukça ve yücelttikçe, şehitlerimizin ruhu şad olacaktır.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları:

“Hep birlikte inanıyor ve diyoruz ki, en son nefer şehit olmadan bu bayrak inmez, bu vatan bölünmez.

Yaşadığımız bu zor coğrafyada her sorunumuzu demokratik siyasetle çözebiliriz. TBMM, toplumsal barış ve güvenin sağlanmasının da yegâne adresidir.”

'Sazla, cazla bu iş yürümez'

“Çıkmış birisi ne diyor? Bayrağa diyor saldırı mı var diyor. Daha ne olacaktı? Yalan üzerine inşa ettiğiniz bir dünyanız var. Cesetlerini kendilerine ait paçavraya saranlar ve ondan sonra da bayrağa saldırı mı var? Zorla kongrelerinizde bayrağımızı astılar. Zaman geldi bayrağımızı indirmeye kalktınız. Ama şimdi bazı beyaz Türklerin destekleriyle ayakta kalmaya çalışıyorsunuz. Sazla, cazla bu iş yürümez. Ama ben gerçek saz sahibini bir kenara koyuyorum, onlara saygım çok.”

'Bayrağa sahip çıkan yerlidir'

“Kim ki bu bayrağa sahip çıkıyorsa, o yerlidir, millidir, Türkiye'lidir. Kim ki bu bayrağa yan gözle bakıyorsa, indirmeye, yakmaya çalışıyorsa işte o bu vatanla da bu milletle de bağı kalmamış olan köksüz, ruhsuz, aşksız, sevgisiz bir mankurttur.

Biz teröre ve teröriste karşı en küçük bir müsamaha göstermeyeceğiz. Dağ taş demeden, bunların inlerine girerek kovalayacağız. Bizim bir şehidimizin bedeli hiçbir şeyle mukayese edilmez. Fakat benim sizlerden bir ricam var. 1 Kasım geliyor. 1 Kasım için sizlerden tarihi bir karar, tarihi bir gayret istiyoruz. Hani diyorlar ya, biz herhangi bir şey yapmıyoruz. Bakın ben söyleyeyim. 7 Haziran'da gittiler, muhtarları tehdit ettiler. Ve her hafta en az bir kez muhtarlarla toplantı yapıyorum. 400-350 muhtarı Ankara'ya davet ediyorum. Geçenlerde Güneydoğu-Doğu o bölgeden davet ettim 90 tanesi gelemedi. İnceledik, neden? Tehdit altındayız onun için gelemiyoruz dediler.  Cici çocuk… Siz kimi aldatıyorsunuz ya? Televizyon ekranlarında kimi aldatıyorsunuz? Şimdi 1 Kasım'a gidiyoruz, aynı oyunu yine oynayacaklar. Ama biz diyoruz ki bu millet adam gibi adam bu millet, inşallah bu tehditlere kulak asmadan gereğini yapacaktır.”

İki görev

“Bize düşen iki önemli görev vardır. Birincisi vatan toprağına sımsıkı sarılmaktır. Bunun için devletimiz güvenlik güçlerimiz başta olmak üzere tüm kurumlarıyla mücadelesini vermektedir.

İkincisi, 78 milyonun insanımızın arasında birlik beraberlik kardeşlik duygularını güçlendirmek, tahkim etmektir. Bunun içinde bıkmadan usanmadan sabırla doğruları anlatacağız. Bizi ayakta tutan bağları yeniden güçlendireceğiz.

Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci'nin geriye doğru işlemesine asla izin vermeyeceğiz. İşte bu şekilde yeni Türkiye'nin yolunu açacak, kapılarını aralayacağız. Bölgesindeki hatta tüm dünyadaki mazlumların umudu olan Türkiye'nin gözden çıkartacak tek bir vatandaşı yoktur.”

'Tek millet, tek….'

“Benim bugün buradan milletimden bir ricam olacak. 1 Kasım seçimlerinde TBMM'ye hangi partiden olursa olsun fark etmez, 550 tane yerli, milli, bedeni ve kalbiyle bu ülke için çalışacak milletvekili göndermenizi istiyorum. Herhalde ne demek istediğimizi anlıyorsunuz değil mi? Şu anda Türkiye'nin tek ihtiyacı budur. Milli irade dışında bir çözüm asla yok. Siz sandıkta iradenize sahip çıkın, Meclis'e yerli ve milli vekil gönderirseniz gerisi çok kolay. Bu konuda milletime inanıyorum.

Gün bölücülük değil, fitne değil, kavga değil birleşme kenetlenme hedeflerimize odaklanma günüdür. Biz işte bunun için ne diyoruz? Rabia diyoruz. Tek millet diyoruz, tek bayrak diyoruz, tek vatan, tek devlet diyoruz.”

 

Yorum Ekle