SON DAKİKA

Ekimde yeniden görüşülebilir

16 Eylül, 2011 09:03 Güncelleme: 16 Eylül, 2011 09:03 Ekimde yeniden görüşülebilir
MİT-PKK görüşmesinin sızması devlet heyetinin elini zora soksa da TBMM'nin açılmasının ardından taraflar yine bir araya gelebilir.

MİT yönetimi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın onayı ile 2005’ten itibaren Öcalan ile görüşmeleri askerlerden devraldı. MİT’in en kapsamlı görüşmesi de 2006’da yapıldı. MİT Müsteşar Yardımcısı Emre Taner’in başkanlığında 2009’a kadar ciddi ilerlemeler kaydedilen görüşmelerde daha sonra MİT’in PKK konusundaki en uzman isimlerinden Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş bizzat rol aldı.

MİT, kaydı sızan görüşmeler konusunda sessiz kalmayı tercih etti. Toplantılara katılan PKK’liler da açıklama yapma taleplerine sıcak bakmadı. Ancak PKK tarafının iddiasına göre, 2009’da başlayan görüşme sürecindeki koordinatör ülke ve yer seçimi konusunda PKK’nin talepleri dikkate alındı. Oslo belirlendikten sonra PKK'nin isteği ile ‘koordinatör ülke temsilcisi’ taraflar arasında mekik dokuyarak toplantıya ilişkin kuralları belirledi. Yabancı temsilcinin Kandil’e ve Ankara’ya sıkça gelen bir ‘istihbaratçı diplomat’ olduğu öğrenildi. Toplantı tarafların bilgisi dahilinde kaydedildi, ancak gizlilik konusunda gerekli tedbirler alındı.

Görüşmelerden Türkiye’nin Norveç Büyükelçiliği bile haberdar edilmedi. Somut konular konuşulmaya başlandığında, hükümetin ‘siyasi iradesi’ni göstermek için şimdiki MİT Müsteşarı Hakan Fidan devreye girdi.

Ekim 2009’da Habur olayı ile sekteye uğrayan süreç bir kez daha 12 Haziran seçimlerinden sonra sarsılmaya başladı. Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin iptal edilmesi, tutuklu vekillerin serbest bırakılmaması, TSK’nın operasyonlarında PKK’lilerın öldürülmesi, sürece sekte vuran en önemli gelişmelerdi. 

15 Haziran’da görüştüğü MİT heyetine Öcalan, “PKK, eylemsizlik sürecinde olsa da kendilerine yönelik saldırılara misliyle cevap verecek” dedi. TBMM’nin toplanıp kendisine çağrı yapmasını isteyen Öcalan, gerekçesini de “Anayasal çözümü sağlamak için gerillaya ulaşmalıyım” olarak açıkladı. BDP’lilere yönelik operasyon ve tutuklamalara tepki gösteren Öcalan, anayasal çözüm olmasa ‘devrimci halk savaşı’ başlayacağını söyledi.

25 Haziran görüşmesinde ise, Öcalan “Artık konuşma, tartışma aşamasını bitirmiş bulunuyoruz. Benimle görüşenler devlet adına görüştüler. Bundan sonra hükümetin bu görüşmeler konusunda karar vermesi gerekiyor” dedi ve hükümetin beklenen adımı atmaması halinde kriz doğacağını söyledi. 

Bir sonraki görüşme 6 Temmuz’daydı ve heyet Öcalan’ı ikna etti. Öcalan, Barış Konseyi’nin kurulması için anlaşıldığını açıkladı ve Anayasa Konseyi kurulmasını, BDP’nin de bu konseyde yer almasını istedi. TSK operasyonlarına tepki gösteren Öcalan, PKK’lilerın karşılık vereceğini duyurdu. 

18 Temmuz’daki görüşme öncesinde PKK Silvan’da askeri birliği pusuya düşürmüştü ve MİT heyeti Öcalan’dan PKK’ye ateşkes çağrısı yapmasını istedi. Öcalan ise “Elimde Alaattin’in sihirli lambası yok” dedi. Ve bir kez daha “Önüm açılırsa rolümü oynarım (Silah bıraktırırım)” dedi. 

28 Temmuz’da avukatları ile görüşen Öcalan, “Ben burada pratik önderlik yapamayacağımı, bu şartlarda bunu sürdüremeyeceğimi söylemiştim" diyerek görüşmelere nokta koymuştu. 

Meclis açılışı bekleniyor

En önemli fırsat da 1 Ekim’den sonra yani TBMM’nin açılışından itibaren yaşanabilir. BDP’nin TBMM'ye dönmesi, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na iki üye vermesi, kış koşulları nedeniyle fiili bir ‘çatışmasızlık’ dönemine girilmesi, kesilen görüşmelerin yeniden önünü açabilir. Hem BDP tarafı, hem hükümet tarafı bu konuda kapıyı açık bıraktı. 

Savcılık soruşturma açtı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ses kaydıyla ilgili soruşturma başlattı. Kaydın internete nereden yüklendiği, nasıl yayıldığı araştırılacak. Kaydın internete yurtdışından yüklendiği ve bu nedenle ilk kaynağının bulunmasının zor olduğu öğrenildi. MİT de kaydın sızması konusunda ayrı bir kanaldan inceleme yapıyor. RADİKAL

Yorum Ekle