SON DAKİKA

Dışardan gelen bir kişinin gözünde; Doğubayazıt

08 Ocak, 2024 06:44 Güncelleme: 11 Ocak, 2024 23:57 Dışardan gelen bir kişinin gözünde; Doğubayazıt

BİR KADIN BAŞKAN PROFİLİ; Yıldız ACAR

Kadın Siyasetçi-Belediye Başkanı...

Birkaç yıl sonra Wikipedia'ya girdiğinizde karşılaşacağınız başlıklardan birisi bu olacak muhtemelen.

Wikipedia dediginiz şey, bir vakfa ya da bir reklama üç kuruş verip kendinizi yazdıracağınız bir sayfa değil.

Bu güne kadar belediye başkanlığı yapmış, siyasetle iştigal etmiş binlerce kişi ve belki onlarca  kadın varken niye Yıldız ACAR sorusu gelebilir aklınıza. Gelmez diyenlerden değilim.

Çünkü siyasette kadının rolü, 1940'tan sonra geliştirilen erkek egemen siyaset anlayışıyla çok da ehemmiyet arz eden bir pozisyonda olmamıştı bu güne kadar. Sağın geliştirdiği muhafazakar kültürün, kadının hayattaki varlığını evle sınırlayan cinsiyetçi anlayışının bunda ne kadar rolü varsa, solun kendi jargonu üzerinden sözde eşitlikçilik anlayışıyla oluşturduğu - aslında cinsiyetçiliğin bir başka versiyonu olan ve kadına hakaret sayabileceğimiz-  kadın kotası, daha ziyade dostlar alışverişte görsün mantığıyla, barby kıvamında (Güzellik açısından değil tabii), vitrin bebeği mantığıyla  oluşturulmuş bir anlayıştı.

Yıldız ACAR, bu oyunu bozan ilk kadın olmak ve  medyaya fotoğraf veren olmak dışına çıkarak, aklı ve yetenekleriyle kadın  kimliğini sahaya süren kişi olmak bakımından farklı, önemli ve özeldir. 

Fikriyatını beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama "Sezarın hakkı Sezar'a" ilkesinden hareketle Yıldız Acar'ı ve belki de bütün siyasetçileri objektif kriterler üzerinden değerlendirdiğinizde bir başka farkı da göreceksiniz. Erkekleri dahil, vekilinden belediye başkanına, bütün mensuplarının evrensel veya milli ama muhakkak bütünlükçü bir siyaset anlayışı ile hizmet üretmek yerine etnik kimlik üzerinden siyaset yapan ama değil insanlık alemi ve Türkiye toplumu için, siyasetini yaptığı etnik kimliğin sahipleri için bile hizmet üretmenin zahmetine katlanmak yerine hamasi sözlerle kimlik siyasetini sindirici kolaycılığını tercih eden bir siyasi kadroya rest çeken ve toplumuna hizmeti esas alan bir anlayışın sahibidir Yıldız ACAR. Doğulu olmak hasebiyle, ürettiği jargon ne olursa olsun yaşadığı toplumun izdüşümlerini -bilerek ya da bilmeden- aklında ve ruhunda taşıyan erkek egemen yapının öne çıkan bir kadını baskılamak arzusuna baş kaldırışın bu coğrafyadaki ilk somut örneği olduğu için önemlidir Yıldız ACAR. 

Slogan siyaseti üretmek dışında hiçbir şeye yeteneği olmayanların, yokluk ve yoksunluk canlarına tak ettiğinde, hizmet isteyen cümlelerine karşılık, "Siz bana değil kimliğinize oy veriyorsunuz" mealindeki cümlelerle halkın haklı talebini goygoyla geçiştirerek, ortamdan sıvışan pos bıyıklı adamlara inat, emini olduğu kadim şehrin ve hadimi olduğu Doğubayazıt halkının aç olduğu hizmeti üretmek için, kadın kimliğinin en güzel özelliklerinden biri olan anne naifliğinden zerrece taviz vermeden, gecenin köründe de gündüzün ilk ışıklarının Doğubayazıt'ı aydınlattığı sabahın ilk saatlerinde de çalışan bir başkan olduğu için değerlidir Yıldız ACAR. 

Bölgenin en kadim şehirlerinden birinin on yıllardır, makus talihinin ona reva gördüğü ( gördürüldüğü mü demeliydim ki) siyasetin rengi olan kırmızı renkli ve elli yıl geride kalmış toprak yollarından, işçilik kalitesi itibariyle ancak ileri ülkelerde görebileceğiniz asfalt zeminlere; şehrin en merkezi yerlerinden en kıyıdaki sokaklarına değin her köşede çöp tepelerinden, tertemiz bir şehre  bu dönemde kavuşturulmasını övecek değilim. Zira bir belediyenin temel vazifeleridir bunlar ve bu mikyasta bir belediye başkanının bunları yapmaktan dolayı övülmemesi gerektiği düşüncesindeyim ve zaten onun da böyle bir şey beklediği kanaatinde de değilim. Elbetteki yıllar yılı bu temel hizmetlerin bile kendisine çok görüldüğü bir şehir ahalisinin bundan memnuniyet duyması ve bunu ifade etmesi normaldir ama  bundan ziyade Maslov'un ihtiyaçlar hiyerarşisi  piramidinin en alt tabakasından en üste bütün dilimlerde yaptığı çalışmalarla öne çıkar Yıldız ACAR. 

Gayrisafi Milli Hasıladan en az payı alan fakir bir ilin, geçmişi hayli büyük, cüssesi hayli kalabalık ama geçmişi bu günü ile müsavi olmayan ilçesinde, hemşerilerinin midesini de gönlünü de aklını da düşünen ve buna göre hizmet üreten bir siyaset profilidir Yıldız ACAR.  

Bir yandan "kimdendir ve necidir"diye ayrıştırmadan,  "insandır ve bu topraklarda yaşıyor" ilkesi ile temel gıda ihtiyaçlarını bile karşılayamayan aileleri objektif kriterler ışığında ve herkese ulaşabilecek, herkesin de kendisine ulaşabileceği bir biçimde tespit ile onların ihtiyaçlarını, makarna ile simgelenen asgari düzeyde değil, insana layık ölçülerde giderirken diğer yandan birilerinin hep edebiyatını yaptığı ama pratikte karşıdaki gibi davrandığı Doğubayazıt kadınının elinden tutan,  onların zihinlerinde çağdaş kadın bilincini oluşturabilmek için eğitim seminerlerinden, kadını çaresizlik girdabında yutan ekonomik yoksunluktan kurtarmak için  istihdam yaratmaya kadar her zor işin altındaki eldir Yıldız ACAR.  

Toplumları mahveden ve her kötü şeyin başlangıcının cehalet olduğu bilinciyle bizim çektiğimiz acıları çekmesinler, cehalet onları kötüye ve yanlışa sürüklemesin diye bu kentin öğrenci çocuklarının eğitimi için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne her türlü desteği veren, öğrencilerimizin üşüyen bedenlerine kıyafet giydiren; çantalarına defter- kalem, sınavlara daha iyi hazırlanabilsinler diye sıralarının üzerine kitap ve deneme testleri koyan, onları bir yandan milli kültürümüzle buluştururken diğer yandan dünyayı tanımaları için yapılacak her türlü çalışmaya destek veren bir güzel yürektir Yıldız ACAR. 

Güya hümanist düşünce sebebiyle Milan Kundera'dan Hasan Elbenna'ya bu topraklara değil ayak basmak Türkiye'yi rüyalarında bile görmemiş  elin oğullarına methiyeler dizerken bu toprakların yetiştirdiği en büyük değerlerden biri olan Ahmed-i Hani'yi ve onun vaz ettiği düşünceleri merak bile etmemiş ve onu bir turizm objesi olarak görmekten öte bir çaba göstermemiş olanlara inat,  panelden sergiye çeşitli çalışmalarla, Ahmed-i Hani'yi bütün yönleriyle sadece Doğubayazıt'ın ve Doğubayazıtlının değil Türkiye kamuoyunun gündemine sokan bir inanmış yürektir Yıldız ACAR. 

Çaresizliğin acısı, kan ve göz yaşı olan bir ilçeye huzur ve barış gelsin diye onu, belediye dışındaki, bürokrasinin ve STK'ların diğer kurum ve kuruluşları da dahil olmak üzere toplumun bütün  kesimleriyle  buluşturan; sağlıklı ve zinde bir beden ve ruh için  spordan sergiye,  mahalli, ulusal ve uluslararası önemli gün ve değerler gibi çağdaş insanın hayatın hengamesi içinde boğulmamak için ilgilendiği her şeyi  Doğubayazıt'a getiren ve  kaliteli bir yaşam sürmesi için

Doğubayazıtlının hizmetine sunan  sağlıklı bir düşüncedir Yıldız ACAR. 

Bundan 7 ya da 8 yıl önce gitmiştim memleketimin bu kadim şehrine. Doğrusu gördüklerimi Doğunun en kadim şehirlerinden biri olduğunu bildiğim bu ilçeye yakıştıramamıştım. Hele yüzlerdeki o alışılmış çaresizliğin verdiği bıkkınlık ve karamsarlık...

Geçenlerde yine yolum düştü. Dönüp kaymakamlığın tabelasını yeniden okudum, bu şehir gördüğüm o şehir mi hakikaten diye. Kaymakamlık tabelasına göre bu şehir o şehirdi ama güzelliği ve gelişmede gösterdiği aşama ile o şehirden fersah fersah ilerde, o şehirden kat be kat güzeldi. Somurtan suratlar vardı hâlâ ama gülen yüzler artmıştı sanki. Yanımdaki Doğubayazıt'lı arkadaşıma sırrını sordum: " Yıldız Abla yaptı" dedi. Ismin önüne hiçbir resmi unvan ya da sıfat koymadan. Evdeki kızkardeşinin adını söyleyen bir samimiyetle: "Yıldız Abla yaptı". Bu  bir kişiye duyulan yakınlığın ve  sevginin izharıydı evet ama ondan daha ziyade  vatandaşın kendisine hizmet edene minnettarlığını gösteren bize has bir duyguydu: Bizden saymak duygusu. Elin gavurunun "Şansölye", "Düşes" diyordu başarılı bulup takdir ettiğine biz yaşına göre "Ana" ya da "Abla".  

"Yıldız Hanımı görebilir miyim" sorumu, 

"Sahada çalışmıyorsa sıkıntı olmaz" diye cevaplayıp  girdi koluma, belediyeye götürdü beni.

 Önceden randevu talep etmek, randevu saatinde gidince özel kalemde kabul edilmek için dakikalarca bekletilmek gibi bürokratik sıkıntı ve kasıntılardan hiçbiri yok. 

Arkadaşım adımı söyledi sekretere, "Yıldız Ablayla görüşmek istiyor" dedi, sekreterin "Tabi" sözcüğünün yanına bir sözcük daha eklemesine fırsat vermeden çaldı kapıyı. İçeriden "Girin" cevabı geldi mi duymadım ama biz girdik içeri. Sıcak bir tebessümle karşılandık, sıcak çay eşliğinde sohbet ettik. Vardı elbet şikayetleri, sıkıntıları, sıkıntı çıkaranları ama o Doğubeyazıt'tan bahsetti hep, Dogubeyazıt'ın güzelliklerinden söz açtı. Arkadaşlarıyla birlikte neler yaptıklarını, niçin yaptıklarını anlattı. Gözlerinde memleketine hizmet etmenin verdiği huzur ve sevinç vardı hep. Gözlerinde yarına dair bir umut vardı. Orada fark ettim ki Doğubeyazıt'ta yarına dair umudun adıydı Yıldız ACAR.

Belediyenin kapısından dışarı adım attığımda karar vermiştim bu yazıya ve aslında bu yazıda ben,  hem söylemleri hem de hizmetleriyle  uzun süredir kamuoyunun gündeminde yer alan Yıldız ACAR'ın yaptıklarından  bahsedecektim. Ama listesi o kadar uzundu ki zaten uzun olacak bir yazıyı daha çok uzatacak ve okunamaz kılacaktı bu. Ben de yaptıklarını değil  ama yaptıklarının arka planını yazayım istedim gördüklerimin ışığında.  Bütün değişimleriyle Doğubeyazıt'ı yazayım dedim. Yıldız ACAR 'ı yazdım. 

Çünkü bu aralar Doğubeyazıt deyince akla gelendi Yıldız ACAR.

Yorum Ekle