SON DAKİKA

Dayıkên Şemiyê 'Adalet' için bekliyor

"Faili meçhul" cinayetlere kurban giden ve gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sormak için her hafta yapılan Dayikên Şemiyê eyleminde, askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Hüseyin Timurtaş'ın akıbeti sorul 12 Ekim, 2013 07:02 Güncelleme: 12 Ekim, 2013 07:02 Dayıkên Şemiyê 'Adalet' için bekliyor

ŞIRNAK - Şırnak'ın Cizre ilçesinde her hafta Orhan Doğan Caddesi Anadolu Lisesi önünde biraraya gelen Dayikên Şemiyê (Cumartesi Anneleri), 1990'lı yıllarda faili meçhul cinayetlere kurban giden ve gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sordu. Eyleme kayıp yakınlarının yanı sıra İHD, MEYA-DER ve KURDİ-DER temsilcileri de katıldı.

 

Kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde Hüseyin Timurtaş'ın kaybediliş hikâyesini eşi Fatma Timurtaş anlattı.

 

1993 yılında Siirt'in Eruh (Dihê) ilçesine bağlı Boncuk (Hêtma) köyünde bulunan evlerine gelen köyün içindeki karakolda görev yapan askerlerin eşini ifadesini almak üzere karakola götürdüğünü söyleyen Timurtaş, "Eşim yaklaşık 15 gün boyunca askerler tarafından işkencelere maruz kaldı.

 

Her tarafı yaralar, morluklar ve kırıklarla kaplıydı. 15. günün sonunda eşim eve geldi. Hastaneye gitmemize askerler izin vermedi. Evde yaklaşık iki hafta yaralarını tedavi ettik. Yaraları biraz iyileşince akşam saatlerinde köy muhtarıyla birlikte askerler yine gelerek ifadesi var diye götürmek istediler. Ancak karşı çıktık, yarın gelsin ifade versin" diye anlattı.

Son gittiğinde bir daha gelmedi

Askerlerin eşinin her gün ilçe karakoluna giderek imza atması gerektiğini söylediklerini belirten Timurtaş, "Ertesi sabah eşimle birlikte ilçedeki karakola gittik. Yaklaşık 3 veya 4 gün eşim imza atmaya gitti, geldi. En son imza atmak için girdiği karakoldan bir daha çıkmadı.

 

Minibüs şoförüne sordum. Karakol kapısından içeri girdiğini gördüğünü söyledi. O günden sonra bir daha eşimden hiçbir şekilde haber alamadık, yıllar geçti hala haber alamadık" dedi.

Duvarların dibinde daha ne kadar bekleyeceğiz?

Beş çocuğunu sefalet içinde tarlalarda çalışarak büyüttüğünü söyleyen Timurtaş, yaşadıklarını şu cümlelerle anlattı: "Dördü kız, beş çocuğum var. Kızlar evlendi. Eşim kaçırıldığında oğlum henüz 20 günlüktü eşim hacıydı, kimseye asla zarar vermezdi.

 

Kendi işini yapıyordu. Eşim devletin elemanları tarafından kaçırıldığında 20 günlük oğlum bugün aynı devletin kadrolu memuru, bizler de bu ülkenin vatandaşıyız. Neden kemiklerimiz ortaya çıkmıyor? Bizler daha ne kadar bu duvarların dibinde bekleyeceğiz? Kemiklerimizi bize verin ve bu zulmü yapanlarında cezalarını verin."



Ardından konuşan İHD Şırnak Temsilcisi Yusuf Vesek de "Bu insanlar burada bir tek 'kemiklerimiz nerede?' diye soruyorlar. Buna hakları da var. Bu sorgulamayı yapan yüreği yanan anneler, babalar ve kardeşlerdir.

 

Kaçırılan Hüseyin Timurtaş hacıydı, 50 yaşlarındaydı, elinde silah yoktu. Bu insanın ne suçu vardı? Yıllardır aileleri kendilerinden bir haber bekliyor. Bu hükümetin bu kayıplar ortaya çıkaracak gücü var ama yapmıyor" diye konuştu. DİHA

Yorum Ekle