YÜKSEKOVA - Aralarında BDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani, Yüksekova Belediye Başkanı Ercan Bora, BDP Yüksekova İlçe Başkanı Nail Durmaz, ,Yüksekova Eski Belediye Başkanı Ruken Yetişkin, BDP'li yöneticiler ve il genel meclisi üyelerinin de olduğu BDP heyeti Hakkari ve İlçelerine bağlı köyleri ziyaret etti.
İlk olarak Kertinis (Akçalı) Köyü'ne taziye ziyaretinde bulunan BDP heyeti, daha sonra Şatak (Yeni Işık), Heleis (Akocak), Metolanis (Armutdüzü) köyleri ile 15 mezrayı ziyaret ederek çözüm süreci ile ilgili halka bilgi verdi, halkın sorunlarını da dinleyen BDP heyeti halktan sürece verdikleri desteği devam ettirmelerini istedi.
Ziyaretleri ile ilgili Metolanıs (Armutdüzü) Köyü'nde bir açıklama yapan BDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani yaz boyunca Hakkari ve İçlerine bağlı köyleri ziyaret ettiklerini dile getirerek, Kürt sorununun çözümü konusunda yaşanan gelişmeleri halka paylaştıklarını ifade etti.
'KÜRT SİYASETÇİLERE ÇÖMERT KREDİ'
'Halkın Kürt siyasetçilerine çok cömert bir kredi açtığını dile getiren Zozani açıklamasına şöyle devam etti: halkımızdan sürece desteklerini devam ettirmelerini istiyoruz. Genel olarak da halkımızın sürece destek verdiğini görüyoruz. Halkımızın bütün her yerde sürece destek vermesini memnuniyetle karşılıyoruz ama bu desteğin içerisinde ihtiyatlı bir yaklaşımın olduğunu da ifade etmek isterim. Halkımız tarih içerisinde hükümetlerin Kürtlere yaklaşımını çok samimi bulmuyor.
Bir taraftan 'evet biz 'Sayın Öcalan'ın' başlattığı sürece destek sunuyoruz' diyor bir taraftan da 'bir kez daha oyuna getirilir miyiz?' kaygısını taşıyor. Bu kaygıya biz de katılıyoruz ve Kürt siyasetçileri olarak bu süreçte hükümete, devlete değil; kendimize ve halkımıza güvendiğimizi kendilerine ifade ediyoruz.
'GÜVEN VE SAMİMİYET KAVRAMINI SÜRECİN DIŞINDA TUTUYORUZ'
Güven ve samimiyet kavramlarını sürecin dışında bırakarak süreci ilerlettiklerini ifade eden Zozani; 'çünkü hükümetlerin tutumuna tarihsel süreci iyi okuyarak baktığımız zaman, müzakere süreçlerinde güvenin olmayacağını görüyoruz. Kürt halkı ne zaman muhataplarına sonsuz güven duyduysa hep kaybetmiştir. Bu sebepten biz güven kavramı yerine tedbir kavramını ikame ediyoruz. Biz tedbirlerimizi alıyoruz. Halkımıza da tedbirli olmak gerektiğini sürekli telkin ediyoruz. Tedbirden kastımız birliktir. Halk birliğini korursa, ittifakını geliştirirse sorunu çözeriz.
Bu sorunun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümünün sürdürülebilir olması için halkın birliğinin şart olduğunu her zaman ifade ediyoruz. Buradan da bir kez daha ifade ediyoruz. Samimiyet kavramı açısında da müzakerede samimiyetin çok aranır bir kavaram olmadığını biliyoruz. Nihayetinde biz bir temel hak ve özgürlükler sorununu yaşıyoruz ve eğer bu sürecin içerisinde samimiyet olsaydı, halkın temel hak ve özgürlükleri bu güne kadar gasp edilmemiş olurdu. Ortada bir gasp etme durumu varsa samimiyet kavramını orda ikame etme şansınız yoktur.
Bu gaspın son bulması için mücadeleye ihtiyacımız var. Bu kavramın yerine de biz genel olarak ilkeli duruşu esas alıyoruz. Biz ilkeli duruyoruz, bundan neyi kastediyoruz biz neyden vazgeçmeyeceğimizi biliyoruz. Biz halkımızın neyden vazgeçmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla muhatabımızda samimiyet arayışı içerisinde değiliz. Mücadele ederek bu güne kadar geldik mücadele ederek de bundan sonrasını da kat edeceğiz' dedi.
'BU HALKIN DEVLETİN SADAKASINA İHTİYACI YOK'
Ziyaret ettikleri köylerin çok ciddi sorunları olduğunu dile getiren Zozani insanların ihmal edildiğini ve açlığa terk edildiğini ifade ederek şöyle devam etti; halkımız açlığa mahkûm edilmiş yerinden yurdundan edilmiş yaylası yasaklanmış, devletin sadakasına mahkûm edilmiş. Biz devletin sadakasına mahkûm değiliz. Biz halkımızın kendi yaylasında hayvancılığını yapabilmesini, kendi tarlasını sürebilmesini talep ediyoruz. Siz de gördünüz bugün gezdiğimiz tüm köylerin yolları toprak, bazı yollardan traktör bile zor geçer.
Bu ihmalin bir sebebi var, o da bu insanların Kürt olması, bu insanların kendi tarihine kültürüne sahip çıkmasıdır. Bu nedenle devlet bu halkı açlıkla terbiye etmek istemiştir. Ama görünen köy kılavuz istemez, bu halk kendi özgürlüğünü, esasında kazanmıştır. Bu insanlar her şeyin farkındadır. Bu köyde unutulan insanlar çok rahatlıkla ifade edebiliyorum Ankara'nın Kızılay'ındaki Ankaralından daha politizedir. Gelişmeleri daha yakından takip ediyor, neyin ne olduğunu çok iyi biliyor.
Biz de halkımızı ziyaret ederken bu samimiyet duygusuna yaslandığımızı hissediyor ve bu oranda da halkımızdan cesaret alıyoruz. Emin olun birçok milletvekili bugün sahil kentlerinde tatil yapıyor olabilir ama biz halkımızla bir araya gelerek halkımızdan cesaret alarak, moral alarak tatilin alasını yaptığımızı düşünüyoruz. Arkadaşlarımızla birlikte çalışmalarımızı devam ettireceğiz bu moralle de bir süre daha gideriz.