aşka dair-1
kör kuyuda Yusuf gibi,
ışığı yok sayarak beklemek,
en derinden sevdayı
göz-ucunda, kibrit kıvılcımında
ve bir solukta,
hissedebilmektir
açık tanımlardan kaçınır,
kıskanır rengini
kırlangıç kanadında süzülür kıt-alar arasında
ve yön çizer kanatların sesiyle
bir göç yolunda
kervan ağır, yol uzun
ayağı çıplak
yüreği yangın
döner ateş çemberinde
Eyyub'un sabrı çöktü omzuna
Kendinden ağırdı yükü,
Bir el uzandı eline
Dokundu, tuttu ellerinden
Kül savruldu eteklerinden
Kaç bin yıl geçmişti ardan,
Keyhüsref güneşi avuçlarına alıp
Mührüne bastığından bu yan,
Aşk;
Bir sözün derinliğinde
Beş-bin-yılı
Hiç düşünmeden,
Bir an tereddüt etmeden
Savurabilmektir
Kadim ırmaklarda
Yıkanır söz-taşı
Eğilir, bükülür
Yontulur;
Çıkar dilden
Çarpar yek-diğerine
Çarpar yürek
Hem-avaz
Hem-dem
Hem-yürek;
Yolların öyküsü,
Bir damlada başladı her şey,
İki damla ve damla damla oldu hayat;
Yol öyküsü
Yolların başlangıcı ve sonu yok diyor filozof,
Ve yek diğeri çıkılmayan yol yol değil, her çıkılan her yol, yol değil diyor,
Aşka dairse
Yol serilir önünde
Kırmızıdır rengi
Göz alır
Körün-gözün göremediğidir
Sadece adım almak kalır geriye