SON DAKİKA

Ağrı Milletvekilleri Berdan ve Taşdemir'den Soru Önergesi

Ağrı Milletvekilleri Berdan ve Taşdemir'den Soru Önergesi 18 Ağustos, 2016 10:38 Güncelleme: 18 Ağustos, 2016 10:38 Ağrı Milletvekilleri Berdan ve Taşdemir'den Soru Önergesi

Ağrıda yaşanan görevden alma ve sürgünler için ağrı milletvekili dirayet taşdemir ve Berdan Öztürk meclise soru önergesi verdi.

Ağrı milletvekli Dirayet Taşdemir ve Berdan Öztürk Kamu emekçilerini sindirme olarak değerlendirdiği soru önergesinde şunlara yer verdi.

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI'NA

 

7 Hazirandan bu yana Ağrı'da kamu emekçileri ilde muhalefeti sindirme politikası olarak görevden uzaklaştırma, açığa alma, sürgün gibi uygulamalarla karşı karşıya kalmaktadır.  Valilik talimatıyla gerçekleştirilen bu uygulamaların, darbe girişiminin ardından yaratılan kaos ortamıyla daha da artacağına ilişkin endişeler söz konusudur.

Emekçilere yönelik bu uygulamaların Ağrı'daki kamu kurum ve kuruluşlarının işleyişi, demokratik bir ortamın oluşturulması üzerindeki etkilerinin Meclis düzeyinde araştırması için Anayasa'nın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.

 

Berdan Öztürk                                                                                Dirayet Taşdemir

Ağrı Milletvekili                                                                              Ağrı Milletvekili

 

GEREKÇE

15 Temmuz darbe girişimi sonrası, OHAL uygulamasıyla istisna hali olağanlaştırılarak  hukuk fiilen askıya alınmış ve bütün muhalif toplumsal kesimler hedef tahtasına oturtulmuştur. Özellikle kamu emekçilerini hedef alan sürgün, açığa alma, görevden men etme ve tutuklama gibi yöntemler valilerin talimatıyla hayata geçirilmekte ve kamusal alanın muhaliflerden temizlenmesine dönük büyük bir sindirme harekatına dönüşmüş durumdadır. Darbe girişimi sonrası “paralel” adı altında kriptolanan operasyonlar halka halka genişleyerek KESK'in ve muhalif kesimlerin örgütlü olduğu bütün alanlara yayılma eğilimi göstermiş ve  bu eğilim Kürt illerinde endişe verici boyutlara ulaşmıştır.

Bu illerden biri olan Ağrı'da 7 Haziran 2015 sonrası emekçilerin iş güvencesini, düşünce ve ifade özgürlüğünü ve muhalefeti sindirmeye yönelik operasyonlar hız kesmeden devam etmektedir.

7 Haziran 2015 sonrası Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi'nden iki akademisyenin dosyası tekrar Yüksek Öğretim Kurulu'na gönderilmiştir. Sağlık Emekçileri Sendikası'ndan yedi emekçi görevden men edilmiş, iki emekçi tutuklanmıştır. Eğitim-Sen'den bir emekçi görevden men edilmiş, bir emekçi açığa alınmış, bir emekçi tutuklanmıştır. Altı  Eğitim-Sen üyesi sürgün edilmiştir. Tüm Bel Sen ve Tarım Orkam Sen Sendikalarına üye iki emekçi görevden men edilmiştir.

Darbe girişiminin ardından ise Eğitim-Sen'e üye iki emekçi sürgün edilmiş, BES ve Tüm Bel Sen üyesi iki emekçi görevden uzaklaştırılmıştır.

Özellikle OHAL'le birlikte başlayan işten çıkarmalar, açığa almalar ve görevden uzaklaştırmaların yoğunluğu, hak ihlalleriyle ilgili bir dizi iddiayı da gündeme getirmiştir. Bütün bu düzenlemeler, darbe ortamının fırsata çevrildiğine dair eleştirilere yol açmaktadır. Emekçilerin kazanılmış hakları, iş güvencesine yönelik uluslararası hukuk kurallarının, bu kaos ortamı ile tehdit altında olduğu ifade edilmektedir.

Söz konusu düzenlemelerde, ifade özgürlüğü kapsamında ele alınabilecek kimi görüş ve eylemlerin suç unsuru olarak sunulması, Ağrı'daki muhalefetin kriminalize edilmesine yönelik bir girişim olarak algılanmaktadır. Kimi emekçilerin görevleri ile ilgisiz olan faaliyetleri kamu görevlisi olmaları ile ilişkilendirilerek düzenleme yapılmıştır.

2002'de OHAL'i kaldırmakla övünen hükümetin bugün ülkenin bütün sathını istisnai hal rejimine teslim etmiş olması oldukça manidardır. Özellikle 1998-20004 yılları arasında Kürt illerinden yaklaşık beş bin kamu emekçisinin sürgün edilmesi mevcut uygulamanın ulaşacağı boyut hakkında bize net bir fikir vermektedir. Ölüm cezasından sonra en etkili olan ceza yöntemlerinden biri olan sürgün politikasının yeniden valiler aracılığıyla ve üstelik yargı yolunu kapatmak suretiyle hayata geçirilmiş olmasının demokrasi ve insan hakları ile bağdaşır hiçbir yönü yoktur.

Haksız ve mesnetten yoksun  bu uygulamalar kamu emekçilerini mağdur etmektedir. Bu mağduriyetler zincirleme bir travmaya dönüşerek insanların hayatını parçalamakta ve insanların aidiyet duygusunu kötürüm bırakmaktadır.

Meclis'in özelde Ağrı'da genelde de bütün Kürt illerinde kamu emekçilerine dönük mezkur uygulamaları ivedilikle gündemine alarak, bir araştırma komisyonu kurması elzem bir hale gelmiştir.

 

Yorum Ekle