SON DAKİKA

Ağrı'da Öreke Geleneği Devam Ediyor

09 Eylül, 2012 10:47 Güncelleme: 09 Eylül, 2012 10:47 Ağrı'da Öreke Geleneği Devam Ediyor

Ağrı'da yaşayan 74 yaşındaki Zinnet Kocabay, 14 yaşındayken annesinden öğrendiği Öreke (Teşi) geleneğini adeta teknolojiye meydan okuyarak devam ettiriyor.


Ağrı'nın Balkaynak köyünde yaşayan 74 yaşındaki Zinnet Kocabay, özellikle Doğu Anadolu Bölgesinde yaşayan kadınların halı, kilim, çorap yapımında kullanılan yünü eğirtmek için elinden düşürmediği Öreke (Teşi) geleneğini 60 yıldır devam ettiriliyor.

Zinnet Kocabay, 14 yaşındayken nenesinden öğrendiği Öreke (Teşi) geleneğini devam ettireceğini söyledi.

Bu geleneği yıllardır devam ettirdiğini söyleyen Kocabay, ''Daha önceleri bizim buralarda herkes bu işlemi yapıyordu. Bu bölgede Öreke yaygındı. Şimdi kimse yapmıyor. Teknoloji geliştiği için artık bu gelenek yavaş yavaş unutuluyor. Ömrüm yettiği sürece bu geleneği yaşatmaya çalışacağım. 74 yaşındayım ama halen bu geleneği sürdürüyorum''diye konuştu.

Öreke örme işlemini anlatan Kocabay, ''Önce koyunların yününü kırkıyoruz. Daha sonra yünü yıkayıp demir taraktan geçiriyoruz. Öreke dediğimiz (Teşi) ile eğiriyor ve ip haline getiriyoruz. Elde ettiğimiz yün ile çorap örüyoruz. Bizim bu bölgede

bu geleneği sürdüren çok az sayıda kadın var. Ama ben bırakmak istemiyorum. Kendi tarihimizi yok etmeye niyetim yok. Ben annemden öğrendim. Benden sonra kim yapacak belli değil. Çorap örerken kendi kafamdan desen tasarlıyorum. Türkçe bilmiyorum, bu işin okulunu, kursunu görmedim. Ama bir şekilde aklımdan tasarlayıp örüyorum. Bazen yünle eldiven yapıyorum. Bundan önce halı da yapıyordum ama yaşlandım artık yapamıyorum''

Yaptığı bu işlemler arasında kol çantası bile yaptığını ifade eden Kocabay, ''Ördüğüm bu çorapları sadece giymek için değil, evlenen çiftlerin çeyizine de hediyelik olarak bırakıyoruz. Ayrıca değerli bir misafir de evimize geldiği zaman bu çoraptan hediye ediyoruz. Bu çorap sağlık açısından çok önemli. Diğer naylon çoraplardan daha sağlıklı. Romatizma hastası olan, ayağında yara olan kışın bu çorabı giydiğinde ayağı üşümez. Biz kışın sürekli bu çorapları giyiyoruz. Eşim yazın bile bu çorapları giyiyor. Eşim pazarda satılan çorapları giymiyor''


Zinnet Kocabay'ın oğlu Tuncay Kocabay da annesinin bu geleneği çok sevdiğini belirterek, yıllarca bunu sürdürdüğünü söyledi.

Kocabay, annesinin şimdiye kadar yaklaşık 5 bin yün çorap ördüğünü, çok sayıda da halı dokuduğunu kaydetti.

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Tarihi Eserleri ve Kültür Doğa Değerlerini Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Yusuf Çetin, Ağrı'nın geleneksel el sanatları konusunda geçmişte çok zengin bir merkez olduğunu belirterek, son yıllarda özellikle makineleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte, geleneksel el dokumalarının iyice azalmaya ve yok olma süreci içerisine girdiğini söyledi.

Çetin, ''Daha öncesine baktığımızda Öreke dediğimiz (Teşi) her evde bulunurdu ve insanlar bu sayede çeşitli el sanatları yaparlardı. Şimdi ise bu gelenek yok olmayla karşı karşıya geldi. Halk Eğitim Merkezlerinde az da olsa bu konuyla ilgili bir takım faaliyetler yürütülüyor ama yetersiz. Üstelik bu el sanatlarında yapılan motifler, yapılan desenler kullanılmıyor, bu da yüzyılların birikimi olan bölgeye has bazı kompozisyon, bazı motif özelliklerinin yavaş yavaş yok olmasına ve bir şekilde ölmesine neden oluyor. Biz bu konuyla ilgili çeşitli önlemler alacağız ve kültürümüzün yok olmaması için gerekli çabayı sarf edeceğiz''

 

Yorum Ekle