Doğubayazıt'a bağlı bir köyde, adını vermeden sadece bellekte kalan bir yerde, 1990’lı yıllarda yaşanan güzellikleri anlatmak istiyorum. O dönemin klâsik giyim tarzı ve omuzlarda taşınan ‘Çakıl-Qenter’ ile su taşıyan anneler, zamanın hafızasında derin izler bırakmış.
Fotoğraf karesinde, Alman Uwe Steffens’in objektifine takılan bir anı, o günleri hatırlatan bir belge. Annelerimizin omuzlarına yüklenmiş “Çakıl-Qenter” ile çeşmeden su taşıma gerçeği, o masum yılların simgesi haline gelmiş. Ben de hatırlıyorum, annemin eteğine tutunarak omuzlarındaki yükü hafifletmeye çalıştığım anları.
Annelerimiz, çeşmeden su taşırken bile gülümseyen yüzleriyle, “omuzunda hayatın ağırlığı”nı taşıyan gerçek kahramanlardı. Zorlu şartlara meydan okuyarak, çocuklarına sevgiyle dolu bir yaşam sunan bu kadınların hakkı ödenmez. Onların fedakarlığı, geçmişin en değerli miraslarından biridir.
Geçmişin bu sıcak anıları, omuzda taşınan su damlalarında, “Çakıl-Qenter”de gizli. Annelerimizin duaları ve sevgisi, zamanın akışına meydan okuyarak kalbimizde yaşamaya devam ediyor. Bu yazı, o zamanların masumiyetini hatırlamak ve annelerimizin özverili sevgisine bir saygı duruşudur.”