Seçim sürecinden aldığım ilhamla bu hafta ki yazıma yukarıda okuduğunuz başlık ile
başlamak istiyorum.
Kıymetli okur;
“siyaset bir bilimdir”
Düşüncesiyle yola çıkarak sizlere seçim sürecinin hararetli dönemin de ideolojik
düşünce ile ideolojik körlük arasında ki fikirlerimi beyan etmek istiyorum
Kıymetli okur;
Seçmenin İdeolojik düşüncesi her ne olursa olsun liderlik için oy isteyen her adayı
değerlendirmek seçmenin yararınadır. zira belli ölçüde vizyon sahibi her adayın bir
albenisi mümkündür. Liderlik yapacak adayın ileri ki süreçler de seçmeni temsil etme
gücüne ve cesaretine sahip olması adayı daha güçlü kılar.
Makam ve mevki bir hizmet noktasıdır ve bu hizmet noktasın da kendini yeterli ölçüde
verebilecek elinden gelenin fazlasını halk için yapabilecek her aday eksileri ve artılarıyla
değerlendirilmelidir.
Böylece ideolojik körlüğün önlemini almış ideolojik düşüncelere hapis olmadan
hakkaniyetli değerlendirmelerin yapılacağı ve doğru liderlerden yana oyların kullanıldığı
bir 31 Mart’ı geride bırakacağımızı düşünüyorum.
Kıymetli okur;
Önümüzde ki yerel seçimler gibi tüm seçimler;
seçmene adaylar ve adayların yeni projeleri ile tamamlanamamış veya iyileştirilmemiş
eksiklikleri iyileştirmeye yönelik sunulan fırsatlardır. Daha güçlü adımlar ile alternatif
seçenekler sunulan süreçlerdir. Yani yenilenmek için adım atma sürecidir.
Dolayısıyla seçimler ideolojik körlük, değişmeyen bakış açısı, karanlık fikirlerle değil
“değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi” olduğu felsefesiyle değerlendirilmeli.
Ancak her zaman değişim tercih edilmeyebilir çünkü değişim bazen gerekli de
görülmeyebilir biraz önce de altını çizdiğim gibi liderlik bir vizyon ve duruş meselesidir bir
değişim de söz konusuysa eğer iyi yönde bir değişim değerlendirmesi yapmak yine
bilinçli seçmenlerin üstüne vazifedir.
Diyerek bu hafta ki yazımı da noktalıyorum.
Kıymetli okurlarıma ve Halkın Sesi Gazetesine değerli ekibine teşekkür ediyorum.
Sevgiyle kalın.