Hasan Ruhani'nin geçtiğimiz günlerde İran'da etnik halklar yok küçük kültürler var demesi ve İran'daki yetkililerin Kürdistan'da Kürtlerden oluşan bir Pastaran ordusunun kurulmasına ilişkin açıklamaları, iş yerleri üzerindeki Kürtçe isimlerin kaldırılması ve yasaklanması gibi uygulamalar Kürtleri tedirgin ediyor.
Ruhani seçimler öncesi Kürdistan'a gidip ülkede yaşayan azınlıklara demokratik hakları genişletme, dışardaki Kürtlere af çıkarılarak ülkeye dönüşleri için çalışacağına ve Kürtlere kabine de yer vereceğine dair güvence verdi.
Hatta bazı kaynaklar Ruhani'nin Kürtlerle bir protokol imzaladığını iddia ediyordu. Ruhani Kürtlere verdiği bu sözlerden dolayı Kürdistan'daki oyların yüzde 75'ini aldı. Ancak İran'ın yeni lideri seçimlerden sonra verdiği bu sözleri unutmuşa benziyor. Seçim öncesindeki sözlerinden dönmesi uluslararası basının iddia ettiği güvenilmezlik ithamlarını haklı çıkarıyor.
Kiros'un Ahamemiş ve Persiye hakkında bütün yazıtların simgesi haline gelmesi gibi Persiyalılar tarihte bir takım olaylar ve liderleri ikonlaştıran tarih geleneğine sahiptir. Bu yüzden İran liderlerinin kişisel tutumları önemlidir.
Görüşlerine başvurduğumuz Doğu Kürdistanlı siyasetçiler İran'ın uygulamalarının Kürtleri tehdit ettiğini ve Tahran'ın bu kadar büyük halkları inkâr etmesinin mümkün olamayacağını söylüyor.
KÜRDİSTAN İÇİN YENİ BİR ORDU
İran'ın Sine Kentindeki Devrim Muhafızlarına bağlı Beytulmuqedes Taburunun komutanı Serdar Recebî, Pastaran ordusu içindeki Kürt askerlerden Doğu Kürdistan için Rezim (yâda bazı kaynaklara göre Kürt Pastaran) adında özel bir askeri birliğin kurulacağını açıkladı. Askeri yetkili bu birliklerin amaçlarının Doğu Kürdistan'daki asayişi sağlamak olduğunu söylüyor.
İran'ın Devrim Muhafızları olarak bilinen Pastaran resmi bir ordu değil, rejime bağlı Basiç gibi yarı resmi kontra örgütü. İsmi gizli nükleer üretimden açık ve gizli siyasi cinayetlere kadar İran'daki birçok yasadışı faaliyete bulaştı. ABD ve Avrupa bu ordunun komutanları arama emri çıkarmış ve uluslararası hesaplarını dondurma kararı almıştı.
PJAK bir süre önce yaptığı açıklamalarda İran'ın sınıra güç yığdığını belirterek operasyonlar konusunda uyarmıştı.
Doğu Kürdistanlı siyasetçiler bu parçadaki tüm siyasi partilerin silahlı mücadeleyi durdurduğunu ve Kürtlerin Doğu Kürdistan'daki asayişi bozduğuna ilişkin iddiaların temelsiz olduğunu söylüyor.
İran'ın var olan askeri güçleri zaten yeterince baskı uyguluyor. Örneğin Sadece Mart ayında 30 Kürt aktivisti gözaltına alıp tutuklandı. Keivan Şeikhi, Kamran Osmani, Shahab Ahmadi için uluslararası kampanyalar düzenlendi. Rejimin yaptığı idamlar ise vicdanları rahatsız edecek düzeyde.
Bağımsız gözlemciler tüm bunlara rağmen Kürdistan'daki aşırı ekonomik sıkıntılardan dolayı Devrim Muhafızlarına katılım olabileceğini belirtiyor.
İran, eğer Kürtler gösterilere başlarsa bu ülkenin diğer yerlerindeki rahatsızlıkları da tetikleyip genel bir ayaklanmaya dönüşme ihtimali üzerinden fobi üretiyor. Rejim bunu durdurmanın yolu olarak bir işbirlikçi kontra örgütü kurmak istiyor.
Ama Kürdistan sorunu İran için hiçbir zaman sadece bir güncel bir sorun olmadı elbette. Babıl kaynakları ve MÖ. 500'lerin ikinci yarısında Medler'in bir vasalı olan Arşan'lı Kirosun Medya birliklerinin çökerttikten sonra kralları Astyages' i esir aldığını yazar. Daha sonra başkent Ekbatana' yı ve kraliyet sarayını ele geçirip hazineleri talan eder. Persiya'nın kuruluşu bu olaya dayanır ve Ahamenişlerden Pehlevilere kadar İran imparatorluklarının kaderi orta Zagrosları kontrol etmeye bağlı olmuştur. Zağrosları ele geçirdikten sonra Babil direnememiştir. Bu yüzden Tahran her türlü yöntemle Kürtleri yönetmeyi varlığını sürdürmenin ön koşulu sayar. Bu ahlaki değil jeopolitik bir meseledir. Bu yüzden Tahran için askeri işgal ile vazgeçilmez egemenlik araçlarından biridir.
KÜRTÇE'Yİ YASAKLAMA GİRİŞİMLERİ
Ancak yine de İran tarihte hiçbir zaman günümüzdekine benzer bir inkâra kalkışmamıştır. Örneğin rejiminin son uygulaması Urmiye'deki dükkân ve iş yerleri üzerindeki Kürt isimlerinin yasaklanmasıdır. Urmiye Kenti İş ve Ticaret toplumu Başkanı bir açıklama yaparak bakanlık genelgesiyle dükkân ve iş yerlerindeki isimlerin Farsça olması gerektiğini bildirmişti.
Yetkililerin bu kararı sadece dükkân ve işyerleriyle sınırlı değil seçim sürecinde de Farsça ve Arapça isimler taşımayan insanların oy kullanmasını engellendi.
Bu uygulama yeni değil. Geçtiğimiz yıl Kırmanşah ve Sine kentlerinin sosyal ve eğitim müdürü okullarda Kürtçe konuşmanın önüne geçilmesi konusunda gizli bir genelge yayınlanmış bu genelge Kürt basın kuruluşlarını eline geçmişti.
PJAK Genel Başkanı Abdul Rahman Haci Ehmedi, İran'ın BM tarafından devletleri tanınan Azeri, Türkmen, Arap, Beluc ve Kürtleri inkâr etmesinin mümkün olmadığını ifade ederek konu hakkındaki görüşlerini şöyle özetliyor: İran büyük bir ülkedir. Çok etnikli ve geniş kültürlü bir ülkedir. Tarihin derinliklerinden gelen ve 5 milyonu bulan bir halk yasaklanamaz. Bu ülkenin kuzeyinde yaşayan 7 milyon insan bağımsızdır.
Dünyanın bütün ülkelerinde temsilcilikleri olan İran'ın kendisi tarafından resmi olarak kabul edilen bir ülke var. Azerbaycan'da yedi milyon Azeri var bunlar kendi kültürleri, dilleri ve tarihsel fikirleriyle yaşıyorlar. Ama İran'da yaşayan 25 milyon Azeri'nin dilini kültürünü ve kimliğini inkâr edeceksin ve yarısını İslam adına asimile edip Farslaştıracaksın.
Türkmenler ki bir ülkeleri var ve Birleşmiş Milletlerde temsilcileri var. Ülkenin Türkmenistan sınırlarında yaşayan milyonlarca Türkmen'i nasıl yok sayıp İslam ümmeti kisvesi altında asimile etmeye çalışacaksın. 400 milyon Arap var ve onların 23 devleti var.
Kürt Halkı uzun zamana dayanan çalışma ve mücadeleyle Güney Kürdistan'da resmi federal bir statü elde etmiş. Beluç halkı kendi kültür tarih ve diline sahiptir. Birçok siyasi parti ve hareket var ki hepsi de kendi kültürel haklarını talep ediyorlar. Bu 20 yy 'da bile ulus devletlerin en önemli amacıydı şimdi 21. yy. yaşıyoruz bütün halklar kendi kültür ve kimliğiyle yaşamak istiyor.
ORTAKLIK EŞİT KOŞULLARA DAYANMALI
Halkların kendi topraklarında kendi kültürüyle yaşama talebi doğal ve muşudur. Birçok halk veya ulus aynı devlet içinde birlikte yaşama kararı verebilir Hindistan, İngiltere, Kanada, Belçika, Rusya bunun örnekleri arasındadır. İnsanlık daha bu yöne doğru biraz daha ilerlemektedir. Halklar ve uluslar ortak ekonomik ve siyasi çıkarlar çerçevesinde birbirlerine yaklaşıyorlar. Örneğin Avrupa'nın birleşmesi bazı özel durumların dışında iyiye doğru gidiyor.
İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Dr. Hesen Rohani İran'ın birliğini korumak istiyorsa ülkede yeni mekanizmaların kurulması için çaba sarf etmeli.
İran'daki halkların ulusal özellikler dil, kültür ve tarihi olarak büyük özgünlükleri var nasıl olurda bunları tek ümmet ve tek ulus haline getirebilirler
Haji Ahmedi İran'nın askeri hareketleri konusunda da karşılıklı ateşkesin devam ettiğini ve saldırı olması halinde kendilerini savunacaklarını söylüyor. Haji Ahmedi İran bir süredir sınıra güç yığma konusunda hazırlık yapıyor ve aynı zamanda koruculuk sistemini geliştiriyor. Bu da Doğu Kürdistan halkına yönelik yeni bir savaşa hazırlandığını gösteriyor. Her ne kadar PJAK ile İran güçleri arasındaki ateşkes halen yürürlükte olsa bile... O girişimlere karşı bizimde girişimlerimiz ve hazırlıklarımız var. Hazırlıklarımız iyidir.
Sadece KCK değil bizde ateşkesin devam etmesini istiyoruz PJAK savaşı başlatan taraf olmayacak. Çünkü biz savaşı çözümün tek yöntemi olarak görmüyoruz ancak meşru savunma, meşru hakkımızdır.
İran'da siyasi partiler sivil toplum örgütlerinin siyaset yapma imkânları yok. Seçimlere aday olacakların yönetimin ve rejimin kriterlerini geçmesi gerekiyor. Seçilen Kürtler de sistem içinde, yüce liderin ve devrim muhafızlarının politikaları ötesinde bir şey yapmak neredeyse imkânsızdır.
REJİM SORUN ÜRETEREK YAŞIYOR
Bu konuda Rudaw'a açıklamalarda bulunan Demokrat partisi başkanı Birahim Zeweyi İran' egemenliğini sürdürmek için sorun ürettiğine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürüyor. sorunları ekonomik kültürel ve siyasi yöntemlerle çözmek yerine silah zoruyla bastırmak istiyor.
Sinne eski milletvekili Celal Celalîzade seçim sürecinde Ruhaniye destek veren yerel politikacılardan. Celalizade'ye göre Ruhani bazı sözler verdi. O da şunları söylüyor: Ruhani henüz yeni seçildiği için Kürt sorunu konusundaki planı yok. Fakat Kürtlerin belirgin talepleri var ve Cumhur Başkanın iyileştirmeler yapmak için İran anayasasından doğan yetkileri var. Eğer isterse Kürtlerin bazı taleplerini karşılayabilir. Özellikle Kürdistan'dayken bu konuda bazı sözler verdi.
Oslo kütüphanesinin Kürtçe bölüm sorumlusu Kosar Fettahi'ye göre Ruhani biraz daha tutarlı olmalı. Fettahi Farslar Kürtlerin kendi ulusal bilinci olduğunu kabullenmek istemiyor. Hasan Ruhani önemli reformlar yapamaz çünkü ciddi reformlar rejimi yıkabilir diyor.
RAHMİ YAĞMUR - ANF