SON DAKİKA

İLİM VE İRFAN MERKEZİ OLARAK BAYEZİD

. 25 Şubat, 2024 11:01 Güncelleme: 25 Şubat, 2024 11:02 İLİM VE İRFAN MERKEZİ OLARAK BAYEZİD

Prof. Dr. Mehmet Salih GECİT

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi

([email protected])

Doğubayazıtlı bir insan olarak öteden beri doğduğum memleketin kayıp tarihini, önemli şahsiyetlerini, eski uygarlıklarını ve İslâm Tarihi dönemindeki safhalarını hep merak etmişimdir. Bu bağlamda gerek öğrencilik gerekse de ilmî araştırma hayatımda konuyla ilgili birçok yazı, makale okumuş, yazmış, bilimsel toplantılara katılıp tebliğler sunmuş, panel veya programa katılmış bir kardeşiniz olarak bugüne kadar elde ettiğim bilgilerden bazı derlemeler yaparak yeni bir form içinde sizlere her hafta sunmak istedim. Bu konuda beni teşvik eden ve yazılarımı ısrarla talep eden gazeteci Ayhan Yardımcı kardeşime böyle güzel bir işe vesile olduğu için teşekkür ediyorum.

Malumunuz olduğu üzere Doğubayazıt ilçesi tarihî süreç içerisinde birçok merhaleyi yaşamış kadim yerleşim birimlerimizdendir. Bu nedenle Bayezid tarihi ile ilgili henüz bildiklerimiz çok az, daha bilmediğimiz şeyler çok fazladır. Elimizdeki bilgiler öğreneceğimiz bilgilere ulaşmanın anahtarı olarak değerlendirilebilir. Zira hala kütüphane köşelerinde, hafızalarda, tarihî eserler, mezar taşları, yıkık binalar ve kitap köşelerinde ulaşılmamış ve değerlendirilmeyi bekleyen külliyetli bir bilgi bulunmaktadır. Biz de bu tür bilgileri derleyerek ve İnşallah her hafta bir yazı yazarak sizlere arz etme gayretine gireceğiz.

Bayezid tarihi ile ilgili yapılan araştırmaların ortaya koyduğuna göre buradaki bilinen en eski yerleşmenin Urartulara ait olduğu, hatta günümüzde Bayezid’de Urartulara ait bir kalenin hala varlığını devam ettirdiği, buranın Urartulardan sonra sırasıyla Asurlular’ın, Medler’in ve Persler’in eline geçtiği, daha sonra da Roma ve Bizans Dönemlerini yaşadığı, Bizans Dönemindeyken yöreye Müslüman Arapların akınlarının başladığı, Halife Hz. Osman zamanında Aras Havzasına yönelen akınlar sırasında Bayazıt ve çevresinin de Müslümanların eline geçtiği, Müslümanlarla Bizans idaresindeki Bagratiler arasında birkaç defa el değiştirdiği, daha sonra da Selçuklular, Celayirliler, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar arasında el değiştirdiği tesbit edilmiştir. 15. Yüzyılın sonlarına doğru Safevilerin eline geçen Beyazıt, 1514 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. (Yaran, Rahmi, “Doğubayazıt”, DİA, TDV Yay., İst., 1994, 9/493.) 

Osmanlı devrine geldiğimizde kısaca şunu görmekteyiz: Eski ismiyle Beyazıt (Bazid), yeni ismiyle Doğubayazıt, Osmanlı Dönemi’nin en önemli sancak merkezlerinden biri vasfını taşımaktaydı. Osmanlı tarihinde bölgenin en önemli idari merkezi konumunda olan ilçe, İran sınırına en yakın Osmanlı vilayeti olarak da Sünni-Şii hocalarının ilmi münazara ve tartışmalarının yoğun olduğu bir merkez konumundaydı. Kaynaklar, Osmanlı-Safevi mücadelesinin önemli ve şiddetli bir aşamasının da Sünni ve Şii hocaların mezhebi ve kelami tartışmaları olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle Doğubayazıt, eskiden beri bölgenin en önemli ilim merkezlerinden birisi olarak anılmaktadır. Bu nedenle gönümüzde Doğubeyazıt ilçesi, tarihi, sanatsal, turistik, coğrafik yapısı itibarıyla çok önemli bir ilçe olduğu gibi, ilim ve kültür tarihimiz açısından da son derece büyük bir önem arz etmektedir.

Doğubayazıt’ta medfun olan Şeyh Ahmed-i Hani’nin Hakkari’den göçüp buraya gelmesi, onun türbesinin etrafında defnedilen zamanın müderrisleri Arvasi Seyitlerinin de Van’dan İshak Paşa’nın özel daveti üzerine Beyazıt’a gelip medreselerde ders vermeleri, Cumhuriyet Dönemi en önemli din ve fikir adamlarımızdan Bediuzzaman Said-i Nursi’nin Şeyh Muhammed Celali medresesinde doksan kişilik bir öğrenci grubu ile beraber eğitim görmesi, meşhur ve merhum Halife Yusuf ile Molla Musa Celâlî’nin burayı ilmî hizmet ve eserlerinin merkezine dönüştürmesi, burada yazdıkları kitaplarıyla İslâm dünyasının bir çok ilim merkezine hitap etmiş olmaları, bu ve benzeri hususların bir çok yazılı belge, kitap, dergilerde kayıt altına alınması, aynı zamanda bu rivayetlerin ve tarihi gerçeklerin sözlü olarak halk arasında meşhur olması, ilçemizin zamanında bir ilim merkezi misyonunu başarıyla ikmal ettiğinin vesikası olarak kabul edilebilir.

Bu yazı dizimizde Doğubayazıt’ta doğan ve büyüyen, eğitiminin ve tedrisat hayatının büyük bölümünü Doğubayazıt’ta geçiren, buradaki medreselerde ders gören ve daha sonra müderrislik yaparak binlerce talebe, alim, din görevlisi yetiştiren, halk arasında da bir çok toplumsal, dini problem karşısında sorun çözücü hakem ve etkin kanaat önderi olarak kabul edilen Beyazıtlı ilim ve fikir adamları ile onların dini ilimlerle ilgili yazmış oldukları eserlerini, bu eserlerindeki dinî, felsefî, sosyal görüşlerini, bunların arka planında bulunan dinamikleri  kısaca tanıtacağız.

Yazılarımızda genel itibarıyla şu başlıklar ve bu başlıkları anlamaya yardımcı olacak konulara ağırlık verilecektir:

  • Ahmed-i Hani Öncesi İlim ve Fikir Hayatı Konusunda Bildiklerimiz
  • Ahmed-i Hani Sonrası Beyazıt İlim ve Fikir Hayatı
    • Ahmed-i Hani
    • İsmail-i Beyazidi
    • Murathan-ı Beyazidi
    • Molla Mahmud-i Beyazid-i
    • Şeyh Muhammed-i Celali
  • Osmanlı İlim Mirasını Devam Ettiren İlim ve Fikir Adamları
    • Halife Yusuf Topçu
    • Molla Musa Celali
  • Arvasi Seyyidlerinin İlmi ve Fikri Hizmetleri
  • Cumhuriyet Döneminde Yetişen Bayezidli İlim ve Fikir Adamları

Bu bilgilerin yanında bilinmesini gerekli ve faydalı gördüğümüz diğer konulardaki bazı malumatı da sizlere arz edeceğiz. Böylece siz değerli hemşerilerimizin merak ettiği, öğrenmek istediği bir çok malumatı araştırıp hizmetinize sunma imkanı bulacağımız gibi sizlerin de yorum, soru, talep şeklinde hatırımıza getireceğiniz konuları da araştırıp tespit etme imkanını bulacağımıza inanıyorum.

Netice olarak bundan sonra bu yazılarımızı takip etme lütfunda bulunacak siz değerli okuyuculara teşekkür eder, buna vesile olduğu için de Gazeteci Ayhan Yardımcı kardeşime hasseten başarılar diliyorum.

Yorumlar
İ
İbrahim yılmaz5 ay önce

Pek değerli hocamıza, vesile olanlara ve gazetemize sonsuz teşekkürler... Saygılarımla.

Yorum Ekle