Taner Söylemez'in Kaleminden
Doğubayazıt’ta Tüm polemiklere kulağını kapamış bir yönetim anlayışı izliyoruz yanı başımızda .
Mazeret üretmeyen ‘’koşulların elverişsizliği ‘’ bahanesine sığınmayan bir Başkan.
Meclisinde çoğunluğa dahi sahip olmadan, bir hizmet anlayışı ve arayışı.
Kapı kapı ikna çalışmaları, sokak sokak sevdasının nakışlarını aşkettiği memleketinde, kısık sesli alkışların gölgesinde güneşin doğduğu kenti ışıldatacak, yol çalışmaları.
Yıldız Acar’dan bahsediyorum en önemli kavgasını imar planında vermiş, kırılmış ama eğilmemiş bir çelik iradeden.
Anne şefkati ile sarıldığı memleketinde yol gitmez denen ücra bir sokakta ekip arkadaşları ile bir anda karşınıza dikilebilen çözüm odaklı bir yönetim anlayışı.
Olmaz denileni oldurma gayreti, gelmez denileni götüren iradesi ile kente dokunan, Pandemi sarmalında bile yerinde oturmayan gönüllülerini var etmiş başarıyı alkışlıyorum buradan.
Ekolojik dengeyi önceleyen, Kadını hakettiği noktaya taşımanın gayretini çarşısında, pazarında sergileyen bir başkandan.
Çilesini bitirmesi gereken kenti suya kavuşturdu önce, imkan bulduğunca yolunu yamadığı kentin modern yarınlarının kavgasını verdi sonrasında.
Sanayi mahallesine girdi, çıkmaz denilen sokakları çıktı, Koçkıran da devrilmez denen dağı devirdi .
Ahmed-i Hani başlı başına bir sevdaydı her Doğubayazıt'lının yüreğinde olduğu gibi Yıldız Başkanında gönlünde, onun için adına yakışır bir görünüme kavuşması öncelendi mahallesinin.
Başlarken demiştik ya kapadı tüm polemiklere kulağını ve yüreğini açtı Doğubayazıt’a, sevdasını haykırdı dokunduğu her kilitli parke taşında, su akan çeşmelerde kadınların hayır duasıyla akıttı gözyaşlarını.
Şimdilerde yürünemez kaldırımların, akmayan trafiğin rahatlamasının telaşında, aklının bir tarafı harabeden kurtarmaya çalıştığı toptancı hal’inin baharı bekleyen inşaatında.
Yıldız Başkan’ı izliyorum hemen yanı başımızda Ağrı Dağının vakarında şova ihtiyaç duymayan bir dik duruşu.
Mazerete sığınmayan, Hani Baba Dergahında bir inanışı.
