BİR GARİP UMUTLU ŞİİR
İstanbul'da,
Yoksulların büyük şehri İstanbul'da
Yedi tepeli şehrinde Nazım'ın
Ve doğumunun yüzüncü yılında
Ne garip bir Orhan Veli'yim
Ne de Veli'nin oğlu
Varoşlarında bu kadim şehrin
Derin düşünceler içindeyim
Ucuz ekmek kuyruklarında insanlar
Ağulardan süzülmüş sabırlarla, kederli
İstanbul'un mapushaneleri ünlü
F tipi tabutluklarda bu kaçıncı ölü
'' Ana dilimi isterim '' bir büyük hasret
Anaların ak sütü gibi helal
Kaç zamandır bastırılan bir sevdadır hala
.
Yoksulların büyük şehri İstanbul'da
Yedi tepeli şehrinde Nazım' ın
Ak saçları ak sakallarına karışmış
Yüzyıllar ötelerden kopup, akıp gelen
Bir divane, bir pir, bir derviş gibiyim
Sırtında rengarenk soluk heybesiyle
Rumeli Hisarından, maviliklerden ötelerde
Bir küçücük çay ocağına oturmuş,
İnceden bir de Kürtçe makam tutturmuşum
Bir telden diğerine,
Sevda, umut, aydınlık bir gelecek üzerine.
Velhasıl bir masal, bir düş dünyasında seyahatteyim
Pir Sultan'dan Hallacı Mansur'a,
Feqîyê Teyran'dan Köroğlu'na,
Şiraz'lı Saadi'den Cigerxwîn'e
Nameler bahçesinde
Ekmeğin aslanın ağzından çekip alındığı
Yoksulların büyük şehri İstanbul'da
Ne garip bir Orhan Veli'yim
Ne de Veli'nin oğlu
Şimdi çoktan virane olmuş,
Ağrı Dağı'nın eteklerinde köyün birinden
62'sine kadar kendisi olmadan yaşamış,
Biraz da mürekkep yalamış hasbelkader
Tebaa mı, yurttaş mı olduğu tartışmalı
Şairliğe, siyasete de özenen.
Garip bir insanım ben
Anlatılamaz umutlar içindeyim
İstanbul'da
Yedi tepeli şehrinde Nazım'ın
Yaşam yolumuzda, ilgi, umut, heyecan...
Rengarenk, kat kat elbiseleri
Oyalı ak ak yazmalarıyla, kadınlar
Bizim kadınlarımız
Işıltılı, o hala utangaç iri iri gözleriyle
İnsanlaşma, özgürleşme yolunda inançlı
Geleceğin aydınlığını taşıyor gençler
Yaşlılarsa tesbihde, duada
.
Kimin nasıl yaşadığının sır olduğu
Ağı kovanı gibi uğuldayan
Ve yaprağın bile kıpırdamadığı
Bu kadim şehirde,
İstanbul'da,
Bir garip umut içindeyim
.
VEYSEL ÇAMLIBEL
Ocak 2002 / İstanbul