SON DAKİKA

AHMED-İ XANİYİ TANIMAYA BAŞLARKEN

Prof. Dr. Mehmet Salih GECİT Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi 01 Mayıs, 2024 15:48 Güncelleme: 01 Mayıs, 2024 15:49 AHMED-İ XANİYİ TANIMAYA BAŞLARKEN

Bu yazı dizimizde daha önceki araştırmalarımızdan haraketle Şeyh Ahmed-i Xanî hakkında bilinmesi gereken önemli köşe taşlarından bahsedeceğiz. Bu nedenle konuyu maddeler halinde sunacağız:

Ahmed-i Hani Hazretleri yaklaşık 320 yıl önce Doğubayazıt ilçesinde ilmi tedrisat ve tahsilat ile uğraşmış olan bir zattır ve bölgemizin yetiştirdiği önemli İslam âlimlerindendir.  Ahmed-i Hani hakkında şu ana kadar yapılan araştırmalarda, bazen araştırmacılar kendi düşüncelerini yansıtmaya gayret göstermiş ve onu kendi ideolojileri çerçevesinde farklı şekilde tanıtmaya çalışmışlardır. Bunun bir sebebi de Ahmed-i Hani'nin çok yönlü bir şahsiyet olmasıdır. 

Aslen Hakkâri'nin Hani köyünden oldukları söylenmektedir. Hakkari'nin Haniyan (Xaniyan) aşiretine mensup olduğu da rivayet edildiği için Ahmed-i Hani denildiği söylenmektedir. Yine Hakkari'nin Hani köyünde doğduğu için de Hani nisbeti ile zikredildiği söylenmektedir. Fakat diğer bazı rivayetlere göre babası Şeyh İlyas Doğubayazıt'ın o zamanın gümrük müdürlüğü seviyesinde olan Kızıldıze köyüne (Kırmızı Kale/Ortadirek) geldiğinden dolayı ve Pınaşiyan yada Pinyaşiyan aşireti ile birlikte o dönemin bazı sosyal, kültürel, coğrafik durumları gereğince Doğubayazıt tarafına iskan edilmeleri sebebi ile Ahmed-i Hani'nin ailesinin Doğubayazıt'a doğumundan önce geldiği ve onun bu sayede Doğubayazıt'ta doğduğu da rivayet edilmektedir. Bu konuda hali hazırda elimizde kesin bir belge bulunmamaktadır. Bu konuda araştırmacıların çoğu kesinleşmiş resmi vesikalar yerine yaptıkları araştırmalar sonucunda rastladıkları sözlü rivayetlere dayanarak bir takım tahminler yürütüyorlar, böylece bu tür iddiaları tahmin neticesinde söylüyorlar.

Tabii olarak Ahmed-i Hani Doğubayazıt'ta büyümüş, ilk eğitimini orada almış, oranın bölgenin sancak beyliği olması nedeni ile veya o dönemin önemli vilayetlerinden olması hasebi ile aynı şekilde oranın ilmi bir merkez olmasından dolayı Ahmed-i Hani'nin ilk eğitimini Doğubayazıt'ta aldıktan sonra bölgemizin çevre medreselerine, ilmi merkezlerine ilmi seyahatlerde bulunduğu, örneğin İran medreselerine, Azerbaycan medreselerine hatta Cizre'de bulunan medreselere gittiği söylenmektedir. Her ne kadar elimizde kesin bir bilgi bulunmasa da kendisinden bahseden şifahi ve kitabi bazı ifadelerde Mısır'a gittiği de söylenmektedir. Yani bu durum şunu göstermektedir:  Ahmed-i Hani kendi yaşadığı bölgenin kültürünü aldıktan sonra İslam dünyasının önemli ilim merkezlerinden de istifade etmek amacıyla oralara uzun yâda kısa süreli seyahatlerde bulunmuştur. Zaten kitaplarına baktığımızda bu seviyenin Doğubayazıt'ı aşan İslam Dünyasının 15 asır boyunca doğusuyla batısıyla dünyanın çeşitli yerlerindeki ilim merkezlerinde geliştirdiği muazzam İslam bilim, kültür, sanat, edebiyat, tarih ve medeniyet anlayışının özeti olan bir mahiyette olduğu bilinmektedir. Ahmed-i Hani'nin felsefi birikiminin derin olduğu, Arap dil ve edebiyatı disiplinlerinden olan edebiyat, belagat, fesahat gibi ilimlerle çok derin bilgisinin olduğu, lügat ilimleri, sözlük terminolojisi konusunda büyük bir âlim olduğu, yine Farsça, Kürdçe, Osmanlıca dilleri konusunda Arapçada olduğu gibi büyük bir seviyede olduğu anlaşılmaktadır. Çok boyutlu bir şahsiyet olması nedeni ile Ahmed-i Hani'nin bu kültürü sentez halinde birden fazla ilim merkezlerinde istifade ile aldığı ve bu şekilde kendisini geliştirdiği anlaşılmaktadır.

Dünya bilim hayatına mal olmuş Şeyh Ahmed-i Hani, bütün İslam âlimleri tarafından üstad olarak kabul edilmekte. Ahmed-i Hani Hazretleri ve talebeleri hakkında dünyanın birçok ülkesinde araştırmalar yapılmakta, doktora tezleri ve farklı bilimsel çalışmalar yürütülmektedir. 


   Ahmed-i Hani Hazretleri yaklaşık 320 yıl önce Doğubayazıt ilçesinde ilmi tedrisat ve tahsilat ile uğraşmış bölgemizin yetiştirdiği önemli İslam âlimlerindendir.

   Ahmed-i Hani Hazretleri bir kitabında 30 yıldır eserler kaleme aldığını belirtmektedir. Dolayısıyla elimize ulaşan 4 eserden daha fazla eser kaleme aldığı ortaya çıkmaktadır.

   Araştırmacılar son dönemlerde Rusya'nın Sn. Petersburg Üniversitesi Kütüphanesinde Ahmed-i Hani'ye ait bazı el yazması eserlerin nüshalarının fotokopisini çekerek ya da PDF’sini alarak Türkiye'ye getirmişlerdir.

   Aynı şekilde ülkemizin birçok kütüphanesinde de ona ait eserlerin farklı müstensihlerce farklı zamanlarda yazılmış el yazma nüshaları bulunmaktadır.

   Ahmed-i Hani Hazretleri, Peygamber Efendimizin Medine'de kurduğu Suffa Medreselerinin silsile halinde zamanımıza kadar gelen bilim kültür ve medeniyet anlayışının temsilcisi olan medreselerde yetiştiğinden Suffa Üniversitesinin bizim bölgemizdeki şubesinin başkanı olarak kabul edilebilir.

   Bölgemiz açısından Ahmed-i Hani bizim sesimizi dünyaya yayan, bölgesel ihtiyaçlarımızı ümmet ve evrensel çapta insanlara anlatan Arapça ve Farsça arasına sıkışmış olan Kürdçe'yi aynı seviyeye yükseltmek üzere kardeş bir dil seviyesine getirmeye çalışan ve eserlerini bu açıdan ele alan önemli bir şahsiyet olarak bilinmektedir.

   Ahmed-i Hani'nin İslami eğitim adına ortaya koyduğu 'Bayezid Ekolünü'nü müntesipleri de kendisinden sonra onun açtığı çığırı geliştirmiş, yazdıkları kitaplar ve ortaya koydukları eserlerle sürdürmüşlerdir.

  Bayezid Ekolü' denilmesini hak eden bu çığırı, Şeyh Ahmed-i Hani'den bugüne dek hiç kesintiye uğratmadan devam ettiren temsilcileri her asırda yetişmiştir. Bu bağlamda olmak üzere İsmail-i Beyazidi, Muradhan-i Beyazidi, Molla Mahmud-i Beyazidi, Şeyh Muhammed-i Celali, Halife Yusuf Topçu, Şeyh Mustafa Tanrıverdi ve Molla Musa Celali ile diğer bazı zatlar bu ekol çerçevesinde birçok dini, ilmi, edebi, tarihi, sosyal hizmet ve eserlere imza atmışlardır.

Prof. Dr. Mehmet Salih GECİT

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi


Yorum Ekle