Eğitim-Bir-Sen Ağrı Şube Başkanı Süleyman Gümüşer, okullarda giderek artan proje, etkinlik ve yarışma yoğunluğunun eğitim-öğretim sürecini olumsuz etkilediğini belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) uygulamalarına yönelik sert eleştirilerde bulundu.
Özellikle Türk Dili ve Edebiyatı ile Türkçe derslerinde yaşanan yoğunluğa dikkat çeken Gümüşer, son yıllarda adeta "her aya yeni bir yarışma ve kampanya sığdırılmaya" çalışıldığını ifade etti.
"Bu durum, hem öğrenciler hem de öğretmenler üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Öğrencilerimiz 'yarışma ve etkinlik yorgunu' haline gelirken, öğretmenlerimiz asli görevlerinden uzaklaşıp 'proje yürütücüsü ve evrak takipçisi' konumuna indirgenmiştir."
Eğitimin Odak Noktası Kayboluyor
Öğretmenlerin temel görevinin sınıf içinde nitelikli eğitim vermek olduğunu vurgulayan Gümüşer, yarışma ve etkinlik odaklı yaklaşımın öğrencilerin merak duygusunu azalttığını ve başarıyı sadece skor üzerinden değerlendiren bir anlayışa dönüştürdüğünü kaydetti.
Seminerler Sınıfları Öğretmensiz Bırakıyor
Gümüşer, eleştirilerinin bir diğer odağına seminer uygulamalarını taşıdı. Eğitim-öğretim günlerinde öğretmenlerin merkezlere çağrılarak uzun süren sunumlara katılmasının, sınıfların öğretmensiz kalmasına yol açtığını belirtti. Özellikle kırsal bölgelerde görev yapan öğretmenlerin ulaşım konusunda ciddi zorluklar yaşadığını dile getirdi.
Gümüşer'den Çözüm Önerileri: Gönüllülük Esas, Dijital Seminer
Eğitimdeki sorunların çözümü için bir dizi öneri sunan Eğitim-Bir-Sen Ağrı Şube Başkanı Gümüşer, şu adımların atılması gerektiğini vurguladı:
Gönüllü Katılım: Projelerin katılımın gönüllülük esasına dayalı olması.
Dijital Seminer: Çok zorunlu olmadıkça seminerlerin dijital platformlar üzerinden yapılması.
Sadeleştirilmiş Eğitim Takvimi: Eğitim takviminin sadeleştirilmesi, öğrenci, öğretmen ve yöneticilerin üzerindeki stresi azaltacak düzenlemelerin yapılması.
Öğrenci Merkezli Politikalar: Öğrencinin geleceğine katkı sunacak politikaların esas alınması.
Öncelik Öğrencinin Bilişsel ve Duygusal Gelişimi
Gümüşer açıklamasını, eğitimde asıl önceliğin "öğrencinin bilişsel, duygusal ve ruhsal olarak öğrenmesi" olduğu gerçeğini hatırlatarak sonlandırdı. Ödül ve gösteri odaklı yaklaşımların eğitime ciddi bir katkı sunmadığının altını çizdi...
