SON DAKİKA

BİR İL, BİR EVLİYA; 01 Adana- Cabbâr Dede Hazretleri

11 Aralık, 2020 08:42 Güncelleme: 11 Aralık, 2020 08:42

BİR İL BİR EVLİYA

01 Adana- Cabbâr Dede Hazretleri

Es Selamu Aleykum değerli gönül dostlarımız!

Malumunuz uzun bir zamandır sizlerle görüşme imkanını bulamadık. Bundan dolayıdır ki evella yüce rabbimizin, sonrasında siz değerli dostlarımızın affına sığınıyor, bundan sonraki yazılarımızda cenabı hakkın hikmet ve kudreti sayesinde “BİR İL BİR EVLİYA” sloganı eşliğinde güzide memleketimizde bulununan Allah (c.c) dostlarını yazmaya çalışacağız. Sizlerde taktir ederseniz bu anlamda her bir ilimizde birçok Allah (c.c) dostları bulunmaktadır. Bizler bu gönül halkarından birçoğunu kaleme almaya çalışacağız. Hepsini yazamadığımız için rabbimiz bizleri af, peygamber efendimizin şefaatine nasiptar etsin. Amin. Hadi bakalım ey gönül dostları bismillah deyip öyle başlayalım.

Sevgili dostlar, Cabbâr Dede Hazretleri, Adana Bölgesi veililerinden olup on altı ve onyedinci asırda yaşamıştır. Abdülkadir-i Geylani Hazretlerinin yoluna yani Kadiriyye tarıkatına mensubtur. Türbesi, Adana’nın Yakapınar (Misis) bucağına bağlı Kütüklü Köyü yakınlarındadır. Halk arasinda mütevazî bir hayat yaşadı. Çevredeki aşiretlere İslamiyet’in emir ve yasaklarını anlatarak onların dünya ve ahirette kurtuluşa ermeleri için çalıştı. Kendisine karşı çıkanlar olduğu gibi, sohbetlerine koşup ondan feyz alanlar da çoktu. Onu sevenler çocuklarına Cabbar ismini koydular. Bu sebeple Adana bölgesinde Cabbar ismi yaygındır. Onun birçok menkıbeye kerameti dilden dile anlatılarak günümüze kadar gelmiştir. Cabbar Dede‘nin hal ve kerametleri meşhur olmuş ve ünü zamanın padişahına kadar gitmişti. Sultan Dördüncü Murad Han, Bağdat seferine giderken, Ceyhan Nehri üzerindeki tarihi Misis Köprüsünü geçip Havraniye köyüne geldiği zaman; “Bu yörede Cabbar Dede diye meşhur bir zat olduğunu işitiriz. Çağırın gelsin, kendisiyle görüşmek dileriz” dedi. Vazifeliler gidip Sultanın talimatını bildirdiler. Bunun üzerine Cabbar Dede, sultanın talimatını alır almaz atına binerek huzüruna geldi. Allahu tealanın kudretiyle keramet olarak orada bulunanlar, Cabbar Dede’nin atının kaplan, elindeki kamçının da kara yılan olduğunu gördüler. O zamana kadar Cabbar Dede‘nin üstünlüğünü kabul etmeyenler ise, gördükleri bu keramet karşısında pişman oldular. Sultan Dördüncü Murad Han, Cabbar Dede’ye; “Bağdat’ın fethi bana müyesser olacak mı?” diye sordu. Cabbar Dede cevabında; “Haşmetli padişahım! Havraniye Köyünde Genç Osman isminde bir delikanlı vardır. Onu da götürürsen, Bağdat geri alınacaktır” buyurdu. Sultan Dördüncü Murad Han, Genç Osman’ı sefere götürdü. Böylece büyüklerin himmetiyle Bağdat fetholundu. İlk zamanlar Cabbar Dede’nin büyüklüğünü takdir edemeyen köylüler ve diğer insanlar, durumu anlayınca onun sohbetlerine koşup, feyzinden istifade ettiler. Pek çok gayr-i müslimin hidayete erip Müslüman olmasına vesile olan Cabbar Dede’nin dergahı, gelip gidenlerle doldu taştı.

Değerli dostlarımız, Cabbar Dede Dergahının bitişiğinde bir mescid yaptırır. Vefat ettiği zaman mescidin bitişiğindeki kubbeli türbeye defnedildi. Adana ilinin merkez ilcesine bağlı Yakapınar (Misis) bucağının Kütüklü Köyüne varmadan bir kilometre kadar sol tarafta bulunan türbesinin etrafında en az dört-beş asırlık meşe ağaçları ve bu ağaçlar arasında da eski mezarlar bulunmaktadır. Bölge halkı, Cabbar Dede‘nin türbesini ziyaret etmekte, onu vesile ederek Allahü tealaya dua edip muradlarına ermektedirler. Cabbâr Dede'nin büyüklüğünü anlayamayan, onun devlet adamları ve diğer insanlar yanındaki îtibârını çekemeyen bâzı kimseler; "Cabbâr Dede'nin koyunları ekinlerimizi yiyerek zarar veriyor." diye, zamânın Misis Zaptiye Karakol Kumandanına şikâyet ettiler. Karakol kumandanı, iki zaptiye göndererek Cabbâr Dede'yi getirmelerini emretti. Zaptiyeler, Cabbâr Dede'nin dergâhına varıp, hakkında şikâyet olduğundan bahisle kumandanın kendisini istediğini bildirdiler. Cabbâr Dede, zaptiyelere güler yüz ve hoş bir edâyla; "Evlatlarım! Siz gidin ben kısa zaman içinde geliyorum." dedi.

Zaptiyeler onun yanından ayrıldıktan kısa bir zaman sonra Ceyhan Irmağının kenarına gitti. Seccâdesini ırmak üzerine atıp üstüne oturarak kısa bir zaman içinde karşı tarafta bulunan Zaptiye Karakoluna ulaştı. Köprüden geçerek gelen zaptiyeler, Cabbâr Dede'nin kendilerinden önce geldiğini görünce hayret edip, büyük bir velî olduğunu anladılar. Zaptiye Karakol Kumandanı, Cabbâr Dede'ye; "Köylüler senden şikâyetçi. Koyunlarına köylünün ekinlerini yediriyormuşsun. Onlara zarar veriyormuşsun, aslı var mı?" dedi. Cabbâr Dede, Kumandana; "İki asker gönder, koyunlarımı onların ekin tarlasına sürsünler. Eğer ekini yerlerse suçlu olduğumu kabûl edeceğim." dedi. Bunun üzerine kumandanın vazîfelendirdiği iki zaptiye,

Cabbâr Dede'nin dergâhının yanına gitti. Koyunlarını o civârdaki köylülerin ekin tarlalarına sürdüler. Fakat hiç bir koyunun başkalarına âid olan bu tarlalardaki ekin ve otları yemediğini, Cabbâr Dede'ye âid olan tarla ve otlağa sürdükleri zaman ekin ve otları yediklerini gördüler. Tekrar karakola gelip olanları kumandanlarına anlattılar. Kumandan, Cabbâr Dede'nin iftirâya uğradığını hükmedip, köylüleri azarladı. Cabbâr Dede'nin hayâtı boyunca birçok hâl ve kerâmetleri görüldüğü gibi, vefât ettikten sonra da görülmüştür. Bir Ermeni, Cabbâr Dede'nin türbesinin karşısından yüklü olan kağnı arabasıyla gidiyordu. Kağnısı çamura saplandı. Bir hayli uğraşmasına rağmen çabaları boşa çıktı ve bir türlü kurtaramadı. Kendi kendine; "Müslümanlar darda kaldıkları zaman; "Yetiş yâ Abdülkâdir Geylânî!" diyorlar. Bir de ben çağırayım." dedi ve; "Yetiş yâ Abdülkâdir Geylânî!" diye seslendi.

Bu sırada Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin rûhâniyeti tecessüm ederek Ermeniyi ve kağnısını bataklıktan kurtardı. Ermeniye yönelerek; "Bizi Bağdât'tan buraya kadar yoracağına, işte şu karşıda Cabbâr Dede var. Çağırsan hemen yetişir, sizi kurtarırdı." buyurdu. Zaman zaman darda kalanların imdâdına yetişen Cabbâr Dede'nin türbesinin üzerine büyük bir nûr indiği ve geceleri türbesinde Kur'ân-ı kerîm okunduğu nakledilmektedir.

Muhterem dostlarımız Adana ilimizde Cabbâr Dede hazretleri dışında birçok Allah (c.c) dostları daha vardır. Onları da zamanı gelince sizlere anlatmak için rabbim bizlere yardım etsin. Bir sonraki yazımızda bir başka ilimizde bir başka Allah (c.c.) dostunu anlatmak dileğiyle selametle kalın…

KAYNAKLAR

1-) Evliyalar Ansiklopedisi

2-) Osmanlı Evliyları

3) Anadolu Büyükleri

4) Çukurova Evliyâları