SON DAKİKA

Çiğdem Tunç, Erbil Ailesi'nden özür diledi

"Yeşim hoca herhangi bir şekilde incindiyse ben özür diliyorum" 29 Kasım, 2018 02:36 Güncelleme: 29 Kasım, 2018 02:36 Çiğdem Tunç, Erbil Ailesi'nden özür diledi

Mehmet Ali Erbil'in eski partneri Çiğdem Tunç, şu an yoğun bakımda olan Mehmet Ali Erbil'le ilgili yaptığı açıklamaları nedeniyle özür diledi.

Geçtiğimiz günlerde Mehmet Ali Erbil'i ziyaret eden Çiğdem Tunç "Durum o raddeye varırsa Mehmet Ali Erbil'e organlarımı veririm" açıklamasını yapmıştı. Erbil'in kardeşi Prof. Dr. Yeşim Erbil Söylemezsem Olmaz'a Çiğdem Tunç'un açıklamalarının yersiz olduğunu söyledi. Bunun üzerine Çiğdem Tunç canlı yayında Yeşim Erbil'den özür diledi.

Yeşim Erbil Mehmet Ali Erbil'in sağlık durumuyla ilgili de bir açıklama yaptı.

Yeşil Erbil, “Sezin paylaşıyorduk ama 1 kasım gibi kötü gelişmeler oldu. Özel değil bu gelişmeler ama çok detaylı durumlar. Yoğun bakım ekibi benim Çapa'dan eski arkadaşlarım. Birşey saklamıyoruz aslında ama gırtlağı delindi lafı dehşet veriyor. 12 yaşında oğlu var, abim inşallah iyileştiği zaman bundan rahatsız olabilir. Bizi bile psikolojik olarak yıktı. Oraya başından beri o kadar çok insan gelip gidiyor. Muhsine orda, Nergis orda. Tuba uğruyor geliyor. Yakın dostlara detayları anlatıyoruz. Bizim üzüldüğümüz neden görev adledilip açıklama yapılıyor. Biz ailesi olarak açıklama yapıyoruz. belki söylemeyecektik bu bir detay. Trekestomiye kadar abime daha neler neler yapıldı. Çiğdem hanımla bir kere tanımıyorum kırılacak bir durumum yok ama şaşırdım açıkçası. bu detayları başından beri bilen insanlar var. ama hiçbir kimse bunu açıklamadı. Birşey saklamıyoruz hassasiyetimizi anlıyorsunuz değil mi. yoksa kardeşiyim doktorum ama ne haddime. bu süreci bana söylendiği için en doğru bilgilerle yönetmeye çalışıyorum. adam sonuçta burada bir yaşam mücadelesi veriyor. Aile arasında konuşuldu tabi Sezin de üzüldü şaşırdı. organ nakillik bir yere yok. Çeşitli illere gidip tanıştığı esnaflar mesaj atıyorlar böbreğimi vereyim, akciğerimi vereyim diye ama böyle bir durum yok.”

"Özür dilerim"

Çiğdem Tun砓Yeşim hoca herhangi bir şekilde incindiyse ben özür diliyorum. Türkiye'nin yüzde 80'i Çiğdem Tunç'u aileden bilir. Beni aile dışında tutmayın. Ben bir dostumla paylaştım gördüklerimi. Dostum önce dostum sonra medya mensubu. bunu haber yaptı. ben bunu haber yapılması için basının önüne çıkıp konuşmuş değilim. Bir sıkıntı yok bunda. Benle birebir geçen 3-5 dakikalık bir telefon konuşmasından sonra ben de şaşırdım. Hocamın dediği gibi gırtlağı delindi gibi bir şekilde yazılmış. Haber yapacağını ön görerek konuşmadım ama yapmış. Haber çıkınca doğrusunu anlatmak için bir yayına çıktım dün. Demeç olarak vermedim. Samimiyetle neyim lazımsa benden alınsın. ”

Çiğdem Tunç, 2. Sayfa programına Mehmet Ali Erbil'ni sağlık durumuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştı:

Üç gün önce hastanedeydim. İlk eşi Muhsine Hanım, Sezin, Erkan Abi (Erkan Yolaç) oradaydı… 'Ustası kardeşini mi bekliyor?' dedim.

Ben organlarımı veririm tabii ki. O raddeye varmasın. İflas etmesin organlar. Ama ederse 'Siz çocuksunuz, siz annesiniz. öncelik benim' dedim.

Benim çoluğum çocuğum yok. Bundan sonra sevdiklerim için yaşayacağım. İslam şöyle emreder; Bir şey verirken bir yanın acıyacak. Param çoktu, al senin olsun. Bu ceketi giymiyorum, al senin olsun. Öyle bir şey yok. Benim bir iç organıma her zaman ihtiyacım var, onu vereceksin.

Ben timsah gözyaşlarıyla göstere göstere ziyaret eden bir kadın değilim. Ciğerim kimsenin işine yaramaz. Çok sigara içiyorum. Kanım, canım, neyim gerekiyorsa Mehmet Ali'nindir.

12 yıl bu adamla beraberdim. O benim silah arkadaşım. Benim Mehmet Ali'yi bir dakika olsun görüp, 'Kalk hadi' demem lazım.

Muhsine, Mehmet Ali'nin 30 kilo verdiğini söylüyor. Sezin 'çok kötü' dedi. Bunca gündür uyutulan bir hasta. Tabii ki kilo verir. Damar yoluyla besleniyor. Kilo kaybedilir, geri alınır. Yerler, iyi bakılırlar, fizik tedaviler şunlar bunlar toparlarlar.

Ben yanına girmek isterim. 1 dakika. Bu durumdaki hastayı zaten daha fazla rahatsız edemeyiz. Ben şekilde şemalde değilim.

Çok küçüğüm 20'li yaşların başlarındayım, o da ortalarında. Sevgili İbrahim Tatlıses ile Anadolu turnesi yapıyoruz. Bir şehirde eski Türk filmlerindeki mekanlara benzeyen bir yerde sahneye çıkacağız. Mehmet Ali ağlamaya başladı. 'Burada mı sahneye çıkacağız' diye. O hali hiç unutamadığım bir haldir. Dayandığı kim, ben! Al birini vur ötekine.

Çok yakıştırılıyorduk. Yakıştığımız için sahnede beraberiz zaten. Muhsine Hanım da, Nergis Hanım da benim can ciğer dostlarımdı.

Geçen gün hastanenin lobisinden çıkarken 'O bu hastaneden yürüye yürüye çıkacak tamam mı lan?' dedim. İnsanlar 'deli' demiştir, belki de 'Çiğdem Tunç değildir bu' diye düşünmüştür.

Sezin'e 'Bu adam kalksın. Onun zirveye çıktığı bir Küheylan oyunu vardır. Bu sefer oradaki psikiyatrı canlandıracak ve benim tiyatrodaki bütün adamlarım onun emrinde olacak. O sahne onun için hazır. Bu adam kalkacak. Bu adam kalkacak! İşte o kadar! Kalk Mehmet Ali' dedim!.

Ben iyileştirilip, onarılıp artık tiyatro sahnesine dönmesini istiyorum. Artık tamam yaptın yeterinde, dünya çapında bir şovmensin. Ama artık yeter. İyileşecek ve ona tiyatro yaptıracağım..

 

Yorum Ekle